Tüm Makaleler


Kısa Dinamik Psikoterapideki Genel Konular

Süresi sınırlı dinamik psikoterapi seminerlerimin başlangıcında böyle bir eğitimi almaya neden karar verdiklerini sorduktan sonra kaçının - özel uygulama olarak veya bir kurumsal yapılandırma dahilinde- bu terapi yöntemini kullandığını araştırıyorum. Birkaç el havaya kalktıktan sonra bunun hileli bir soru olduğunu itiraf ediyorum: İstekleri dahilinde ya da değil tüm terapistler kısa süreli terapi yapmaktadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ergenlik

Bebeklikten ölüme kadar geçen süre içerisinde ortalama ömrü yetmiş seksen yıl kabul edersek belirli kabuk değiştirmelerden geçiyor. İşte belirli hayvanlar biliyorsunuz, tüy dökerler kabukları soyulur, deri değiştirir, onların doğal gelişim evrelerinde yaşanan süreçtir. İnsanoğlunun da bu şekilde gelişim hikâyesi vardır. Biz kendimizi hep aynı zannetsekte tek bir insan olarak nitelesek de bu gelişim süreçlerinde bir deri değiştirme süreçlerimiz vardır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kimlik Ve Kişilik Oluşumu 20.12.2005

Hepimizin kendimizi tanımlayacağı bir kendilik tasarımı var. Bu kendilik tasarımı dış dünyadan bizi ayıran ruhsal bir çeperi var. Biz kendimizi bir şekilde tanımlıyoruz. Bu tanımın içerisinde inançlarımız değer yargılarımız becerilerimiz yetilerimiz diğerlerine olan benzerliklerimiz farklarımız farklılıklarımız belki de aykırılıklarımız var. Peki, bunlar nasıl oluşuyor acaba?

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Süresi Sınırlı Dinamik Psikoterapi Modeli : Ana Maddeler ve Amaçlar

1970’lerin sonunda kısa süreli terapi öğretmeye başladığımdan beri, kısa süreli dinamik terapileri uygulamanın yanı sıra daha kısa süreli müdahaleleri öğrenme ve öğretmeye yönelik de etkili terapi modellerini araştırdım. Terapi modelleri (bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde) psikoterapide bilinenlere dair anlayışımızı süzmeye alışkındır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Vaka Formülasyonu: Odak Bulma

Kısa dinamik psikoterapiyi uzun dönemli farklı kılan ana kavram tedavinin limitli odağından kaynaklanır. Kısa süreli terapi yapan terapistler merkezi bir tema, konu veya problemin, hedefte kalmak için rehber olarak kullanılmasını sağlarlar.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Mükemmelci Kişilik

Bebek dünyaya geldiğinde boş bir sayfa gibidir. Ama birtakım potansiyelleri içinde barındıran. Zamanı geldiğinde epigenetik bir açılımla DNA’sına yazılı potansiyellerle otomatik harekete geçen bir sistem. Nasıl yani, bir yaşına geldiği zaman ayağa kalkar, yürür, istesen de istemesen de. Uygun bir iletişim ortamı olduğu yerde konuşma yetisi ortaya çıkar.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kimlik ve Kişilik Oluşumu

Hepimizin kendimizi tanımlayacağı bir kendilik tasarımı vardır. Bu kendilik tasarımı dış dünyadan bizi ayıran ruhsal bir çeperi vardır. Biz kendimizi bir şekilde tanımlarken bu tanımın içerisine inançlarımız, değer yargılarımızı, becerilerimizi, yetilerimiz, diğeriyle olan benzerliklerimizi ve farklılıklarımızı belki de aykırılıklarımızı katarız. Peki, bunlar nasıl oluşuyor acaba? Biz bunları daha doğarken kucağımızda mı buluyoruz, kendi irademizin tercihleri ile mi oluşturuyoruz yoksa...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Seçim Kriterleri ve Dmö Yeniden Sahnelenmeleri

Bu bölümde Bayan Ludlow ve Dr. Ellison vakasına seçim faktörlerinin nasıl keşfedildiği ve yeterli DMO’nun klinik olarak nasıl kullanıldığı gösterilecektir. Bayan Ludlow’la ilk seanstan sonra Dr. Ellison, SSDP’nin Bayan Ludlow’un tedavisinde uygun bir format olabileceğini düşündü.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Sürecin Kullanılması ve Karşı Aktarımı Açığa Çıkarma

Daha klasik psikanalitik görüşün tersine SSDP’de terapistin davranışının, öncelikle hasta ve terapist arasındaki afonksiyonel ilişkiyi koruma üzerine olduğu düşünülmektedir. Terapist sadece hasta tarafından bilinçdışı bir süreçle afonksiyonel bir etkileşime girmeye davet edilmez; terapistin de farkında olmadan maladaptif senaryoya katılması hastanın kendi kendini engelleyen davranışlarını daha fazla körükler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kişilik Oluşumu

Bu biyolojik yapının ahenkli bir şekilde varlığını sürdürebilmesi, büyüyebilmesi için uygun bir çevrede yaşamını sürdürmesi gerekir. Onun içerisinde açmaya hazır bir takım goncalar, güller var. Bu gonca ve güller ruhsal yapımızın ana komponentleri. Bu yapılar belirli bir ortamda bir uyarıya muhatap olursa açılıyorlar, gül halini alıyorlar. Uyarıya muhatap olmazlarsa sönüp kalıyorlar. Bu ne demek?

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Narsisistik Kişilik

İnsan iki türlü bir yol izler. 1- Normal gelişim seyri, normal kendini seven insan olması gereken narsistik yapı, narsis çekirdek. Bu insanının kendini beğenmesi ve sevmesi. 2- Anormal, anormalin birçok görünümleri var. Burada hikâye nedir? Bir annenin çocuğunu yetiştirirken bebeklik döneminde gerçekten var olduğu sevgisini çocuğuna işleyebilme kapasitesidir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gelişimsel bir Teori: Bir Ayrılma-bireyleşme Başarısızlığı

Klinik görünümü ortaya koymanın bilindik uygulaması ilk olarak, (1) kitabın tamamının gücünü vurgulamak adına - yani ergen borderline sendromunu anlamak için kilit unsurun ayrılma-bireyleşme olduğunun - ve (2) okuyucuya, - bir sonraki bölümde anlatılan - klinik görünümün gizli anlamlarını çıkarması için yardımcı olmak adına tersine çevrildi.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Terk Edilme Duyguları – Mahşerin Altı Atlısı

Mahşerin altı psikiyatrik atlısının - depresyon, kızgınlık, korku, suçluluk, çaresizlik, ve boşluk – yarattığı duygusal çalkantı ve tahrip, orijinal 4 atlının - açlık, savaş, sel ve salgın hastalık – yarattığı toplumsal karmaşa ve yıkımla rekabet edebilecek güçtedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Sosyal Mühendislik

Meslek hayatımda insanının ruhsal yapısını yirmi yıla yakındır inceliyorum. Ulaştığım noktada bir rölativite, bir görecelilik, bir nisbilik olduğunu görüyorum. Aslında doğuştan getirdiğimiz materyalin sadece bir boşluk duygusu olduğu, bu boşluğa insanoğlunun belki genetik yapısı, belki fıtratı nedeniyle bir referans noktası, aradığı bir çeper çizmek ihtiyacı, hissettiği bir kimlik belirleme ihtiyacı, hissettiği temel bir ihtiyaç olarak önümüzde duruyor.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Anksiyete Bozuklukları

Anksiyete bir semptom olarak bir çok mental hastalıkta karşılaştığımız bir belirtidir. Anksiyetenin birey üzerinde fiziksel ve mental belirtileri mevcuttur. Anksiyetenin psikolojik belirtileri arasında irritabilite, konsantrasyon zorluğu, sese karşı hassasiyet ve yerinde duramama sayılabilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ebeveynler - Genel Bir Bakış

Fikirlerini esasen ataerkil bir kültürde geliştirmiş olan Freud, duygusal sıkıntıların merkezinin ödipal safhada yer aldığına işaret etmişti ve bu sıkıntıları kastrasyon (iğdiş edilme) kaygısına bağlamıştı. Baba figürü ve ödipal döneme yapılan bu vurgu, psikanalizin gelişiminde ve genel anlamda duygusal hastalıkların daha iyi anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar ve aynı zamanda Borderline hastanın yaşadığı sıkıntıları merkezinin üzerine de bir sis perdesi örtmüştür.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ebeveynler: Düğüm Halindeki Bağ - Yapışma

Bu bölüm, 5 yaşında bir çocuğun borderline hastası annesinin yoğun psikoterapisi üzerindeki bir rapor aracılığıyla, yapışma savunma mekanizmasını iki ayrı açıdan inceliyor: anneyi terk hislerinden korumaya yarayan savunma işlevi ve çocuğun ayrılıp bireyleşme çabaları üzerindeki yıkıcı etkileri.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Panik bozukluk ve agorafobi

Panik bozukluğu kavramının kökenine baktığımızda, ilk kez "irritabl kalp sendromu" olarak isimlendirildiğini görürüz. Bu sendromu Da Costa Amerikan iç savaşında savaşan askerler üzerinde görmüştür. Daha sonra "Da Costa Sendromu" olarak adlandırılan bu bozuklukta, panik bozukluğun fiziksel ve psişik semptomlarının çoğunun teşhis kriteri olarak bulunduğunu görüyoruz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


ÖZGÜL FOBİ ve SOSYAL FOBİ

Fobilerle ilgili yakin zamanlarda yapilan epidemiyolojik çalismalar, Birlesik Devletler'de en yaygin görülen mental bozukluk olarak tesbit edilmistir. Populasyonun yaklasik %5-10 u zaman zaman bu hastaliga yakalanmakta ve bu problemlerle ugrasmaktadirlar. Daha az ilimli yaklasimlarda bu oran, populasyonun %25 ve daha fazlasini içerdigi tahmin edilmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Terapötik Süreç: Ayakta Tedavi

Hastane tedavisi, bu hastaların bağımsızlık safhasına ilerlemek için ne yeteri kadar zaman ne de yeteri kadar tedavi sağlayamayacağı için, sadece bir başlangıcın sonunu işaret eder. Bu tedavi, hastaları, patolojik savunmalarından kurtarmış ve gelişim yoluna sokmuştur; ama önlerinde çok uzun bir yol uzanmaktadır. Dahası, hastalar hazır olduğunda ve bağımsızlık için ileri bir adım atmaya ihtiyaç duydukları zaman, gereksiz yere uzamış bir hastane tedavisinin de gerileyici bir etkisi olabilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ayırıcı Teşhis, Belirtiler ve Çelişkiler: Karşı Aktarım

Borderline bozukluğu şizofreni ve sosyopat kişilikten ayırmadaki zorluk; bu üç bozukluğun muhtemelen birbirine çok yakın gelişimsel safhalarda ortaya çıktıkları ve bu yüzden de (tıpatıp aynı olmasa bile) benzer ego takıntı seviyelerine sahip oldukları gerçeğinden kaynaklanır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Obsesif kompulsif bozukluk

Diger mental hastaliklara sekonder gelisen bir OKB varsa; DSM III'de OKB ayri bir bozukluk olarak kabul edilmiyordu. Bu bozukluklar arasinda Tourette sendromu, sizofreni, major depresyon veya organik mental bozukluk sayilabilir. (DSM III) OKB, kisa süre içerisinde bu bozukluk üzerine modern arastirma teknikleri ile pozitif sonuçlar elde edilen bir örnektir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu

Postravmatik Stress Bozuklugu (PTSB) ve Akut Stress Bozuklugu (ASB) PTSB olarak siniflandirilmis hastalar için, hemen hemen herkes için travmatik olabilecek bir büyüklükte emosyonel bir stress yasamis olmalidir. Bu tip travmalar içinde savas deneyimi, dogal afetler, tecavüz, saldiri ve ciddi kazalar(otomobil kazasi veya bina yangini gibi) olmalidir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Savunmaların ve Hoşa Gitmeyen Duygulanımın Tanımı

Savunmalar, hoşa gitmeyen duygulanımın bileşenlerini bilinçli farkındalıktan uzaklaştıran zihinsel işlemlerdir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Savunmaların Tetikleyicileri

Normal insanlarda (E.Jones, 1942), çok yoğun bir duygulanım zihnin düşünme, düzenleme ve odaklanma işlevlerini eritme (veya aşırı gelme) riski taşıyabilir. Freud (1926), benliğin düşünme, düzenleme ve odaklanma işlevlerini engelleyen duygulanımları, daha teknik olarak, “travmatik” diye adlandırmıştır (Hartmann, 1939).

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Yaygın Anksiyete Bozukluğu

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU DSM III ün 1980 deki 3. Baskisinda birkaç yeni tani kriteri ile tanistik. Önceden "anksiyete nevroz" olarak siniflandirilan hastalarin subgrublara bölündügünü gördük. Bu kategorilerden biri yaygin anksiyete bozuklugudur. (YAB) Bu grup diger tani kriterlerini tasimayan hastalari içine almak için residüel bir tani grubu olarak görülmüstür. DSM III R ve DSM IV de ise YAB farkli bir tani antitesi olmustur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Manik ve depresyon

MANİK DEPRESSİF PSİKOZ Manik Depressif Psikoz (MDP) affektif fazlardan (manik, depressif ve karışık) ibaret epizodlarla ve epizodlar arası normal remisyon dönemleri ile seyreden ruhî bir hastalıktır. Bu hastalık bazen sirküler (devrî) psikoz veya siklofreniya olarak da isimlendirilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Psikoz & Borderline Kişilik

Öte yandan, psikoz veya borderline kişiliğe sahip insanlarda hafif duygulanımlar bile benliğin işlevlerini eritebilir. Bu hastalıklarda, en başta, benliğin bir gücü olan duygulanım toleransı (Kernberg, 1975) asgari düzeydedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Nevrotik Hastalık

Nevrotik hastalıkları (fobiler, konversiyonlar, panik, takıntılar, zorlanımlar, bazı dürtüsellikler, bazı bunalımlar) olan insanlarda benlik gücü yeterli olabilir. Fakat duygulanımın yoğunluğu düşük olsa bile, küçük bir duygulanım sinyal etkisi gösterir (Freud, 1926; C.Brenner, 1982a). Bu sinyal duygulanımı kişiye, genellikle bilinçsiz olarak, gerçekten boğucu duygulanım hissettikleri önceki durumları hatırlatan durumlardaki savunmaları tetikler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Nevrozlar

Nevrozlar; sinir sisteminin fonksiyonel bozukluğu sonucunda ortaya çıkan, çeşitli nörolojik ve psişik belirtilerle, bu çerçevede, emosyonel labilite, fiziksel ve ruhsal yorgunluk, somatik şikayetler ve başka bunun gibi patolojik durumlarla ortaya çıkan hastalıklardır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


REAKTİF PSİKOZLAR ve REAKTİF DURUMLAR

Reaktif psikozlar ve durumlar adı altında tanımlanan hastalıklar, psikojen kaynaklı bozukluklardır. Bu patolojik durumların oluşmasında ruhsal travmalar sarsıntılar önemli rol oynar. İkinci önemli etken ise sinir sisteminin genetik özellikleridir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bilinçli ve Bilinçsiz Savunmalar

Duygulanımların engellenmesi nefes alıp vermek gibidir. İnsanlar genellikle düzenlemenin (bilinçdışı savunma) farkında değildirler ama düzenlemeyi kasıtlı olarak denetim altına alabilirler (bilinçli savunma). Aslında savunmalar bilinçli ve bilinçdışı olarak işler; insanlar onları kasıtlı olarak veya farkında olmadan kullanabilirler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Temel ve Yan Savunmalar

Yetişkinlerde birincil savunma mekanizmaları genellikle bastırma (25) ve (duygulanımı) yalıtma (13) şeklindedir. C.Brenner’a (1982a) göre, bütün duygulanımların iki bileşeni vardır: duyumsamalar ve düşünceler. Duyumsamalar hoşa giden ve hoşa gitmeyen, düşüncelerse bilinçli ve bilinçdışı şeklinde olabilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


KİŞİLİK BOZUKLUKLARI

Psikopatiya Yunan sözü olup "psiche-beynin özel fonksiyonu; aklî, hissî, mânevî, idrak v.s. kabiliyetlerinin bütün tiplerini kapsayan anlayış, "patos" ise bozukluk (hastalık), ızdırap çekmek demektir. Psikopati denildiğinde kişiliğin anomalisi veya şahsiyetin patolojisi gözönünde tutulur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


CİNSEL BOZUKLUKLAR VE CİNSEL KİMLİK BOZUKLUKLARI

Bu bölüm Cinsel İşlev Bozuklukları, Parafililer ve Cinsel Kimlik Bozukluğu için tanı ölçütleri setlerini kapsamaktadır. DSM-IV Cinsel İşlev Bozuklukları Bütün primer Cinsel İşlev Bozuklukları için geçerli olan özgül alt tipler S. 207'de sıralanmaştır. Bu alt tipler bu bozuklukların başlangıcını, çerçevesini ve etyolojik etkenlerini tanımlamak için kullanılabilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Psikoseksüel Gelişimin Oral, Anal ve İlk Genital Evrelelerinde Ortaya Çıkan Savunmalar

Genel kuralı yeniden belirtelim: Savunmalar, hoşa gitmeyen duygulanımların bileşenlerini bilinçli farkındalık dışına çıkaran zihinsel işlemlerdir. (Duygulanım, duygu için kullanılan psikanalitik terimdir.)

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gizlilik Evresi, Ergenlik Dönemi Savunmaları ve Diğerleri

Sizi şaşkınlık içerisinde bırakan cinsel veya yıkıcı bir fantezi yaşadığınızda, kısmen sembolik olarak bu fanteziyi temsil eden üretken bir etkinlikle meşgul olarak kendinizi savunursunuz. Siz dahil olmak üzere kimsenin fanteziden haberi olmayacaktır. Dahası genellikle bundan sağlıklı bir çıkarım elde edersiniz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Psikoterapiler

Psişik etki vasıtaları ile hastaya yardımın bütün yönlerini kapsayan tedavi sistemidir. Başka bir ifade ile, hastayı ihata eden çevrenin düzeltilmesi ve onun vasıtasıyla hastalıklardan, hastalığı oluşturan etkenlerden uzaklaşılmasına yönelen bir tedavi usulüdür. Medikal incelemeye alınmış bir çok psikoterapi yönteminin temelini, çağdaş ilmi istikametlere yönelen, sinir sistemi fizyolojisinin kanunları ile uygunluk arzeden psikoterapi okulları olmalıdır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hucüm Tedavi Terapisi

Psikoterapi ve kombine terapi grubuna rastgele örneklem yöntemi ile alinan hastalara psikoterapi uygulamasi baslandi. Hastalarin ilk fizik ve psikiyatrik muayenesi yapildiktan sonra, hastalarla tedavi plani ile ilgili görüsme yapildi. Tedavi planini kabul ettiklerine ve programa devam edeceklerine dair karsilikli söz verilip, imzalari alindi. Tedavi plani on günlük hücum tedavisi ve idame tedavisi olarak iki gruba ayrildi. Hücum tedavisi günlük iki kez 60 dakikalik görüsmeleri içeriyor...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bebeğin Öznel Deneyimini Keşfetmek: Kendilik Hissinin Merkezi İşlevi

İnsan tabiatıyla ilgilenen herkes küçücük bebeklerin öznel yaşamlarını merkeze alır. Bebekler kendilerini ve başkalarını nasıl deneyimlemektedirler? Başlangıçta kendilik mi yahut başkası mı veya bunların ikisinin bir bütünü mü söz konusudur?

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bebekliğe Dair Perspektifler ve Yaklaşımlar

Gelişimsel psikoloji bebek üzerine sorgulamalarını ancak bebek gözlem altındayken sürdürebilir. Gözlemlenen davranışları öznel deneyimlerle ilişkilendirmek için çıkarımsal sıçramalar yapmak gerekir. Elbette kişinin gelişimsel sıçramalar yaptığına dair veri tabanı daha kapsamlı ve yerleşik olduğunda çıkarımlar da daha doğru olacaktır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


İnsanın Değişik Yönlerini Metaforla İzah

İnsanın muhtelif boyutlardan görülmesi, gözlemlenmesi, hissedilmesi, nasıl ve ne olduğunun tam manasıyla anlaşılabilmesi oldukça zordur. Zor ve karmaşık olan bu konuyu anlatabilmek, insanın bütüncül tarafını size gösterebilmek için metaforik bir anlatımın daha uygun olacağı kanaatindeyim. Hikâyemiz bir bilardo topundan başlıyor.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Dinamik Açıdan Ruhsal Aygıt ve Parçaları

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ortaya Çıkan Kendilik Hissi

Bebeğin yaşamında ikinci ay neredeyse doğumun kendisi kadar kesin bir limittir. Aşağı yukarı sekizinci haftada bebekler nitel bir değişim yaşarlar: Doğrudan göz teması kurabilirler. Bundan kısa bir süre sonra daha sık, daha duyarlı ve karşılıklı gülümsemeye başlarlar. İşin aslı bu gelişimsel geçiş döneminde sarih sosyal davranışlarının artmasının ifade ettiklerinden çok daha fazla şey gerçekleşir. Öğrenme çoğunlukla daha hızlı ve kapsayıcıdır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Klinik Açıdan “Gözlemlenen Bebeğe” Bakış

Bebeğin toplumsal organizasyonunda temel değişimleri açıklamak üzere odak noktasını güven ve otonomi gibi farklı klinik gelişimsel ödevlerden farklı kendilik hislerine kaydırmak suretiyle erken gelişim döneminde hassas evrelerin farklı türlerini araştırma imkânını yakaladık. Artık temel gelişimsel kaymalara yeni kendilik hislerinin ortaya çıkması eşlik ettiğinden dolayı her bir kendilik hissinin meydana geldiği evre hassas olarak nitelendirilebilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ergenlik Evresi

Ergenlik Evresi Dinamik kuramın kurucusu Freud hazzın yönelimi açısından gelişim evrelerini tanımlamaya çalışırken, temelde üç ana evre üzerine odaklanmıştır. Bunlar, oral, anal ve ödipal evrelerdir. Latent dönem ve ergenlik dönemi göreceli olarak üzerinde fazla durulmamış ve işlenilmemiş konulardı. Dinamik kuramın takipçileri özellikle ergenlik evresinin hayati bir önemi haiz olduğunu tespit etmiş ve bir kısım araştırmacılar çalışmalarını daha çok ergenlik dönemi üzerinde yoğunlaştırmışlardır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Varoluşçu Psikoterapi

Varoluşçuluk son yüzyılımızda felsefî bir akım olarak kendini ortaya koydu. Ekzistansiyalist felsefe bir anlam arayışından yola çıktı. İnsanın, kendini ve maddeyi sorgulaması sonucunda karşılaştığı açmazları anlamaya çalıştı. Varoluşçu felsefenin oluşmasına tek bir filozofun katkısı yoktur. Birçok filozof varoluşçu felsefî akımın gelişmesinde rol almışlarıdır. Kirkegaard, Heidegger, Sartre, Neitsche gibi filozoflar bu akımın öncülerinden kabul edilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gelişimsel Geçmişin Yeniden İnşasında Terapötik Sürece Dair Çıkarımlar

Burada ele alınan gelişimsel görüşlerin klinik uygulamalar üzerine etkileri nelerdir? Bilhassa da bir terapist ve danışan geçmişe dair nasıl terapötik manada verimli bir anlatım oluşturabilir? Bu bakış açısının iki temel özelliğinin muazzam klinik çıkarımları mevcuttur. İlk olarak orallık, bağımlılık, otonomi ve güven gibi geleneksel klinik-gelişimsel mevzular gelişimsel çizgide belli bir noktadan veya kökensel evreden çıkarılmıştır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bilişsel Süreçler

Genel olarak hepimizin hayatla ve insanlarla ilgili algılarımız vardır. Algılar, bir kişinin veya bir durumun bizim için belli bir anlam ifade eden kategorilere giren yönlerini içerir. Çiftlerde ve aile ilişkilerinde, algılar, bizim nasıl etkileşime girdiğimiz ve etkileşimlerimizin seyri boyunca eşimizi ya da aile üyesini nasıl algıladığımız ile ilgilidir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Rüya ve Simgelerin Yorumu

Bilinçdışı istek ve arzular, rüya ve hayaller yoluyla deşarj yolu bulabilir. Rüyalar şifrelerle donatılmış mesajlar içerir. Her şeyden önce rüya fizyolojik bir fenomen ve ihtiyaçtır. Normal bir sekiz saatlik uyku periyodunda her birey ortalama her biri 15–20 dakika süren üç ya da dört rüya görebilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


DUYGULANIM DÜZENLEME VE KENDİLİK TAMİRİ

Psikanalizin ilk yüzyılında neredeyse hiç değişikliğe uğramayan Freud’un zihin modelinin esasları günümüzde oldukça hızlı ve esaslı bir dönüşüm geçirmektedir. Klinik psikanalizin yapı taşları kendilerine zemin oluşturan psişik gelişim ve psişik yapıya dair kuramsal görüşler tarafından desteklenmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Beklentiler ve Standartlar

Bilişsel süreçler, ilişkideki işlev bozukluklarına bilişsel davranışçı yaklaşımların belkemiğidir. Baucom, Epstein, Sayers ve Sher (1989) ilişki sorunlarının seyri boyunca sıklıkla karşılaşılan bilişlerin tipolojisini geliştirmişlerdir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Boşanma

Bazen bir evliliği kurtarmak için gösterdiğimiz çabalara rağmen çiftler boşanır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz Nedir ?

Hypnos'e kelimesini ilk defa ingiliz doktor Braid kullanmıştır. Kendisine bu konuda yunan mitolojisi kaynaklık etmiştir.Yunan mitolojisinde Hypnos kelimesi şu şekilde geçmektedir. " Yunan mitolojisinin uyku tanrısı 'HYPNOSE' Gece'nin Oğlu ve Ölüm 'ün (Thanatas) kardeşidir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnozun tabiatı

Genç ve güzel bayan hipnozitörün gözlerinin derinliklerine baktı, hipnozitörün gözlerinin parlaklığı ve tesir edici ışıkları, güzel bayanı hipnozitörün büyüsü altına götürdü. Hipnozitör sessiz bir şekilde konuştu "Uykunuz geliyor... Göz kapaklarınızın ağırlaştığını hissediyorsunuz... Bütün vücudunuzu zayıf ve kuvvetsiz hissediyorsunuz... Şu andan itibaren benim emrimdesin...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Farkındalık

Farkındalık (mindfulness) Batılı araştırmacılar ve uygulayıcılar tarafından kapsamlı şekilde incelenmiştir ama asıl kaynağı Budizm ve diğer Doğu spiritüel sistemleridir. Farkındalık neredeyse tüm başarılı terapilerin bir öğesidir çünkü derin düşünce ve bilinçli dikkat kavramlarını içerir. Farkındalık kişinin dikkatini merak, açıklık ve kabullenme ile o anda yaşadığı deneyime yöneltmesi olarak tanımlanmıştır (Bishop ve diğ., 2004).

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kabullen Temelli Teknikler

Bazı yeni terapötik teknikler, “resmi olarak negatif”, mantıksız hatta psikotik olsalar da psikolojik olaylara açık olma ve onları kabullenme yönünde bilinçli bir tavır benimsenmesini teşvik etmektedirler (Hayes, 2004).

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnozun Yapısı

Yazmak, okumak, ata ve bisiklete binmek, araba sürmek, müzik aleti çalmak gibi bir çok hünerlerin üstesinden gelmiş durumdasınız. Herkes bu marifetleri öylesine doğal hissedebilirki; siz bu marifetler hakkında düşünmek ihtiyacını bile hissetmeyceksiniz. Yani bu marifetleri keşfetmede yeteneğinizi engelleyecek herhangi bir kaza olmadan bunları düşünmek zorunda kalmayacaksınız. Böylece, bir çok sıradan yetenek göz önünde bulundurulmayacaktır. Artık her zaman düşünüp pratik yapacaksınız ...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnozun tarihçesi

Hipnoz eski bir sanattır, ilk olarak, kutsal kitaplardan önce, büyü, din ve tıp bir ve aynı olduğu zamanlarda dînî ayinlerde kullanıldı. Mısır'da kabile rahiplerinin başarılı tedaviler yaptığı uyku tapınakları vardı. Eski Yunanistan'da tıp tanrıları tapınaklarında hayaller gösterilirdi ve şifalar meydana getirilirdi. Hipnotik anestezi; çivili yatakların üzerine rahatça uzanan veya kızarmış kömürlerin üzerinde yalınayak yürüyen Hint fakirleri tarafından yüzyıllardan beri uygulanmaktadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gelişimin Değişken ve Bilişsel Yönleri

Kişilik davranış örüntülerinin mizaçtan, bilişsel kapasitelerden, karakterden ve içselleştirilmiş değer sistemlerden gelen kökleriyle bütünleşmesini temsil eder (Kernberg ve Caligor 2005). Mizaç, içsel ve çevresel uyarana karşı bir tepkiler örüntüsünü deneyimlemek için yapısal temelli bir bozulmadır. Bu örüntü duygusal tepkilerin yoğunluğunu, ritmini ve eşiklerini içerir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bir Psikoanalitik Nozoloji Modeli

Teşhisin güvenilirliğini arttırma yönünde bir çabayla, DSM sisteminin teşhis kriterlerini gözlenebilen davranışlara dayandırma eğilimi bulunmaktadır. Bu yaklaşımın sınırlılığı altta yatan kişilik örgütlenmesine bağlı olarak (Kernberg ve Caligor 2005) aynı davranışların çok farklı işlevleri ve anlamları olabilmesidir (Horowitz 2004).

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz Teknikleri

Hipnotizmanın tarihçesini işlerken gördüğümüz gibi; hipnotizma yapmak için bir çok usul kullanılmaktadır. Hatta her hipnotist kendi kişiliğine uygun bir usul tesbit ederken; sujenin durumunu da göz önüne alarak bu usulünde zaman zaman değişmeler yapabilmektedir. Belli başlı hipnotistlerin kullandıkları usulleri ve metodları yeri geldikçe izah ctmeye çalışacağız.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz hastanının özellikleri

Hipnoz adaylarını seçerken hastanın değerlendirilmesi önemlidir. Benim kanaatime göre gelecek hastaların uygun olup, olmadıklarına karar vermek için kullanılacak kriterler şunlardır: A. Yaş B. Hipnoza ve hekime inanç ve şifa bekleme C. Motivasyon D. Konsantre olma kabiliyeti E. Hayal gücü A - YAŞ: on ila yirmi yaşları arasında veya yirmi yaşların ilk yıllarında olan hastaların diğer yaş gruplarına nazaran hipnotik duruma daha kolay ve hızlı girdiği görülmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Borderline Kişilik Örgütlenmesi

Kişilik örgütlenmesinin borderline düzeyi hem DSM-IV-TR’ de tanımlanan spesifik kişilik bozukluklarını (borderline kişilik bozukluğu, şizoid kişilik bozukluğu, şizotipal kişilik bozukluğu, paranoid kişilik bozukluğu, histrionik kişilik bozukluğu, narsisistik kişilik bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu ve bağımlı kişilik bozukluğu) hem de DSM-IV-TR’ de spesifik olarak bahsedilmeyen diğer kişilik bozukluklarını (hipomanik kişilik bozukluğu, sadomazoşistik kişilik bozukluğu, hipokondr...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Nevrotik Kişilik Örgütlenmesi

BKÖ’nün tersine, NKÖ gösteren bireylerin bütünleşik bir kimliği vardır (yani kendilik ve ötekilere dair bütünleşmiş bir algıları bulunur). NKÖ olan bireyler genellikle bölme yerine bastırma çevresinde örgütlenen olgun savunma işlemlerini kullanırlar. Bu savunmacı işlemler hastanın kişilerarası etkileşimlerini anında çarpıtan davranışsal karakteristikler içermezler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


KENDİ KENDİNİ HİPNOZ (OTO HİPNOZ)

KENDİ KENDİNİ HİPNOZ (OTO HİPNOZ) Bir kişinin kendi kendini hipnoz edemiyeceğine dair eski bir inanç vardır ve bu hipnoanaliz için de geçerlidir. Hipnoanaliz gıdıklama veya gıcıklanmaya benzer. Kişinin kendi kendini hipnoanaliz etmesi oldukça zordur. Yine de rahatlama, anestezi ve sınırlı diğer durumlar için self hipnoz uygulanabilir ve de sürekli durumlar için de self hipnozu tavsiye etmeyi düşünebilirsiniz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnozun yan etkileri

Tıbbi denetim altında uygun kullanıldığı takdirde hipnoterapinin çok az kontrendikasyonları ve zararlı yan etkileri vardır. Karşılaşılan kişilerle, arasındaki ilişkilerde hiçbir zararlı etki ve bozukluk yoktur. Psikiatristler prepsikotik ve psikotik hastalarda hipnozu denerler. Bu bir kısım psikiyatrlar için oldukça heyecan vericidir. Hipnoterapi ile hızlanan bir psikozun gerçek bir sebebinin olmadığı bildirilmiştir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Freud'un Dinamik Bilinçdışının Nörobiyolojik Tözü Olarak Sağ Beyin

Son otuz yıldır Sigmund Freud'un çığır açan dinamik, her daim aktif bilinçdışı zihni, muazzam bir dönüşüm geçirdi. Bu yeniden yapılanmaya yalnızca klinik gelişmeler değil aynı zamanda kuramın kuramsal destek noktalarındaki değişimler, özellikle de gelişim ve yapı kavramlarının güncellenmesi ön ayak olmuştur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Sağ Beyin, Sağ Zihin ve Psikanaliz

Devam etmekte olan çalışmamın organizasyonuna ilişkin en önemli ilkelerden biri insan hali üzerine en iyi disiplinlerarası bir perspektife dayalı olarak çalışılabileceğini düşünmemdir. Duygulanım Düzenleme ve Kendiliğin Temelleri (1994) isimli kitabımda, bilimin hudutlarının tek tek disiplinler arasındaki sınır bölgelerinde yer aldığını iddia etmiş ve son bölümde psikanaliz (zihin çalışması) ve nörobiyoloji (beyin çalışması) arasında yakınlaşmanın yaşanması önerisinde bulunmuştum.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnozun Kullanılmaması Gereken Haller

Tıbbi denetim altında uygun kullanıldığı takdirde hipnoterapinin çok az kontrendikasyonları ve zararlı yan etkileri vardır. Karşılaşılan kişilerle, arasındaki ilişkilerde hiçbir zararlı etki ve bozukluk yoktur. Psikiatristler prepsikotik ve psikotik hastalarda hipnozu denerler. Bu bir kısım psikiatrisler için oldukça heyecan vericidir. Hipnoterapi ile hızlanan bir psikozun gerçek bir sebebinin olmadığı bildirilmiştir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz'da Sıkça Sorulan Sorular

"Hipnoz Nedir?" Hipnoz, kişinin bilinçaltı düşüncelerine erişmeye çalışan bir teknikdir. Bir çok insanın hipnozdan korkmasına rağmen hipnozda korkulacak esrarengiz birşey yoktur. Tıbbi çalışmalar, hipnozu tedavi edici değerini, kuşkudan uzak apaçık olarak ortaya koymuştur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Psikonörobiyolojik Bir Yansıtmalı Özdeşim Modelinin Klinik Etkileri

Psikanalizin ve bilimin zihni açıklamak üzere daha güçlü modeller üretmek için bir araya geldiği bir dönem içerisindeyiz. Bu yakınlaşma insan deneyimine dair ortodoks olmakla beraber henüz nüfuz edilmemiş belli sorulara yeni bir yaklaşımın geliştirilmesine müsaade edebilir. Pek çok farklı disiplinin ilgisini çeken heyecan verici sorulardan biri de insan zihninin neden ve nasıl geliştiği ve sonrasında ne şekilde daha karmaşık bir yapıya kavuştuğudur. Eğer koca bir yüzyıl boyunca bu soru...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Yapım Aşamasında Zihinler: Güvenli Bağlanma, Kendi Kendini Organize Eden Beyin ve Gelişim Odaklı Psikanalitik Psikoterapi

Yedinci yılında John Bowlby’yi anmak için düzenlenen dersi sunmak üzere davet edilme şerefine nail oldum. Geçen yıl Bowlby’nin çığır açan kitabı Bağlanma’nın (Bowlby, 1969b) son baskısına önsöz yazmam istendiğinde bu, benim için tam anlamıyla çifte ayrıcalık oldu.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kadın doğum ve hipnoz

Herhangi bir hasta için 'hipnoz' yapmak, ufak bir gayretle ulaşılabilecek basit bir uygulamadır. Hastayı hipnotik transa sokabilmek için gösterdiğimiz yöntemlerin uygulanmaya çalışılması ve biraz gayret gösterilmesi yeterli olacaktır. Doğum hastalarının hemen hemen tamamı bu yöntemden istifade edebilirler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Diş hekimliği ve hipnoz

Diş hekimliğinde hipnozun kullanımını ifade eden "HİPNODONTİ"in uzun bir tarihi vardır. Hipnozun diş hekimliğinde yaygın bir kullanım alanı vardır. İlk başta da diş problemlerine bağlı ortaya çıkan akut ve kronik ağrıların tedavisinde kullanılmaktadır. Diş hekimleri günlük çalışmalarında, hipnotik telkinler yardımı ile yeni yeni ilginç kullanım alanları geliştirmektedirler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Klinik Modellerin Kaynağı Olarak Disiplinlerarası Araştırma

Psikanalizin ilk yüzyılında neredeyse hiç değişikliğe uğramayan Freud’un zihin modelinin esasları, günümüzde oldukça hızlı ve esaslı bir dönüşüm geçirmektedir. Klinik psikanalizin yapı taşları kendilerine zemin oluşturan psişik gelişim ve psişik yapıya dair kuramsal görüşler tarafından desteklenmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Karşı Aktarım ve Yansıtmalı Özdeşim I: Genel Bakış

Karşı aktarım tam olarak terapistin kendi ebeveyniyle olan önceki çözümlenmemiş ilişkilerinden gelen duyguların hastaya yansıtılması olarak tanımlanabilir. Burada sadece bu tanımı karşılamak için değil de daha geniş bir anlamda, aynı zamanda terapistin terapötik açıdan nötr bir çerçeve oluşturma becerisini engelleyecek tüm duygular da bu kapsam dâhilinde kullanılmıştır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bilişsel-Gelişimsel Terapide Hipnozun Kullanımı

E. Thomas Dowd Bilişsel terapi, nispeten yeni olmasına karşın, önemli bir gelişme kaydetti. Başlangıçta Albert Ellis, Aaron Beck ve Donald Meichenbaum tarafından psikolojik bozuklukların temelini oluşturduğu düşünülen çarpık düşünce yapılarını tanımlama ve değiştirme yolu olarak geliştirilen bilişsel terapi, artık oldukça esnek ve çok yönlü bir tedavi prosedürleri koleksiyonu halini aldı.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz ve Spor

Hayal etme, gözünde canlandırma ve zihinsel olarak olayı yaşama başarılı atletlerin müsabakadan önce uyguladıkları temel yöntemlerdendir. Atletlerin bu tip uygulama programlarına, iç konsantrasyon, zihinsel oyun gibi isimler verilmiştir. Bunlar otohipnozun varyasyonlarıdır. Bir çok atlet kafalarında canlandırdıkları üç önemli adımdan sonra giderler. Bu zihinsel adımlardan ilk etapta kesin amaçları vardır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Narsisistik Kişilik Bozukluğunda Terk Depresyonu

Terk depresyonunun unsurları aynıdır: intihara meğilli depresyon, öldürücü öfke, panik, suçluluk, çaresizlik ve umutsuzluk, boşluk ve anlamsızlık. Ancak bu duygulanımlar narsisistik kişilik bozukluğuyla farklı biçimde tecrübe edilir. Teşhirci, savunmasının sürekliliğinden ötürü, depresyon yaşama eğiliminde değildir. Gizli narsistteki depresyon aşağılanma ve utanç duygularıyla ve de kendiliğin parçalara ayrılmasıyla ortaya çıkmaktadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gelişimsel Duraklama Düzeyi

Nesne ilişkileri kuramının temel ilkelerinden birine göre ego savunma mekanizmaları ve ego işlevleri, kendilik ve nesne temsillerinin olgunlaşmasına paralel bir seyirde olgunlaşırlar. Bu durum önemli bir tartışmaya yol açmıştır zira narsisistik kişilik bozukluğunun bu ilkeyi çiğner gözükmesine net bir açıklama getirilememiştir. Son derece ilkel kendilik – nesne temsilinin görünüşte yüksek olan ego işleyiş kapasitesiyle bir arada bulunması yukarıda bahsi geçen ilkeye ters düşmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz ve Eğitim

Öğrenmede hipnozun etkisi üzerine çok şey yazılmıştır. Çalışmalar göstermiştir ki; hayal etme üzerine temellendirilmiş olan mental düşünce yardımı ile elde edilen hafıza, hatırlama ve yoğunlaşma öğrenmede önemlidir. Belirli mental araçları kullanarak hafızanın ve öğrenmenin artırılması metoduna MİNEMONİK denmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz ve Sanat

Yaratıcı düşüncenin kritik anı, duygu ve düşüncelerdeki bilinen klasik kalıpların terkedilmesi ile mümkündür. Bu esnada henüz zihne ulaşmamış entellektüel ve emosyonel alanlardaki bilgi ortaya çıkar. Yaratıcılık, hatırlama ve hipnozda, birincil olarak sağ beyin yarım küresi aktivitesi etkindir. Eğer siz hipnoz pratikleri yapıyorsanız, sağ düşünce kalıplarınız daha çok uyarılacaktır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gelişimsel, Kendilik ve Nesne İlişkileri Kuramı

Narsisizm terimi kişilik bozukluğuyla o kadar ilintili hale gelmiştir ki yaşam için temel önem taşıyan sağlıklı narsisizm ile patolojik narsisizm arasında bir ayrım yapmak gerekmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Klinik Temalar

Zedelenmiş kendilik; bilinçle kötü, yetersiz, çirkin, iktidarsız, yüz karası, zayıf veya dağılmış şekilde tecrübe edilebilir. Bu durumda en göze çarpan şikayet, samimiyet ve yakın ilişkiler kurmada yaşanan zorluklardır. Gerçek ve sağlıklı bir yakın ilişki, hastanın narsisistik savunmalarını keserek kendi zedelenmiş kendiliğiyle ve terk edilme depresyonuyla yüzleşmesine yol açacaktır. Bundan ötürü hastanın ilişkilerini narsisistik savunmalar temelinde kurması gerekmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz ve Endüstri

ipnoz ve Endüstri Çoğu iş adamı ve idareci hipnoz kelimesinden bahsedildiğinde küçümser bir eda ile gülümserler. Onlar hipnoz hakkında ne bilmektedirler? Onların bilgileri; hipnozun sadece ilginç, büyücülükle alakalı gizemli bir şey olduğudur. Halbuki şu anda uygulanan bilimsel hipnoz teorileri ile kendi kafalarındaki hipnozun hiç bir alakası yoktur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


PARAPSİKOLOJİ VE PARAPSİKOLOJİK HARP Parapsikolojik Silahlanma

Aşağıda Silahlı kuvvetler dergisinde çıkmış bir makaleyi okuyacasınız. Konunun uzmanı bir askeri yetkili tarafından neşredilen bu makalenin sınırları çok geniş ve insanın hayal sınırlarını zorluyor. Bu konuda yapılan çalışmalar genellikle spekülasyona dayandığından bilimsel irdelemesini ve incelemesini yapmak hemen hemen imkansız gibi bir şey.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Klinik Tablo – Bukalemun

“Borderline vakası” olan hastasıyla yaşadığı terapötik bir çıkmazın şaşkına çevirdiği terapist, akıl danışmak için yardım alır ve hastasının simgelediği klinik tabloyu güzelce tanımlar: depresyon, kendini ifade etme güçlükleri, ilişkilere ve terapistine tutunma çabası, öfke ve dürtü kontrolünde güçlükler, kendini yeterince algılayamama ve kendine zarar verici davranışların varlığının inkarı.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Narsisistin Portresi

Sahte kendiliğin, ilk bakışta, sönmüş sahte kendilikle tamamen ilişkisiz gibi görünen ikinci bir tipi vardır. Aslında onun zıt kutbu gibi görünür. Bu, narsisistik kişilik bozukluğuna ait “şişmiş sahte kendilik”tir. Çoğu kez kariyer ve ilişkilerde bir başarı aurası yayarak, görünüşte narsisist küstah, teşhirci, kendinden emin, hedef odaklıdır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz ve Kötü Alışkanlıklar

Bazı reklamcılar bize hipnoz vasıtası ile bir çok alışkanlığımızı kontrol edebileceğimizi söylemişlerdir. Mesela bir hafta içerisinde 4 ila 5 kilogram zayıflayabilmek, ertesi sabah sigara alışkanlığını bırakarak uyanmak ve tüm isteklerinizi kontrol altında tutmak hipnoz ile mümkün olabilmektedir. Bu reklamcıların ilanları hakkında şüpheci davranmakta, hassas olmakta haklısınız.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hasta seçimi : Değerlendirme ve Hazırlama, Endikasyonlar ve Kontrendikasyonlar

Hasta seçimi : Değerlendirme ve Hazırlama, Endikasyonlar ve Kontrendikasyonlar Son iki dekadı aşkın süredir hipnoz alanındaki ilerlemeler, hipnotik araştırma ve uygulamaların pek çok alanında görülmektedir. Bu zaman sürecinde klinisyenler ve araştırmacılar, hipnoz olarak adlandırdığımız bu kullanışlı fenomeni tanımlamanın zorluğunu paylaşıp değerini bilirken, eş zamanlı olarak medikal ve psikoterapötik geniş uygulamalarla yararlarını araştırmaktadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Borderline Portresi

Normalde gerçek kendilik ve kapasiteleri; çocuğun, zorluklar ve hayal kırıklıkları karşısında yaratıcı bir biçimde yaşamak için yetki ve kendine güven duygusuyla kendilik aktivasyonu ve kendilik ifadesi becerisine sahip özerk bir yetişkin olarak gelişmesine izin vererek ortaya çıkar.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Terk Edilme Korkusu

Tutarlı kendilik algısı meydana getirmek için, çocuk hayatın ilk üç yılında anne ile kaynaşık, sembiyotik bir birim olmadığını öğrenmelidir. Mahler ve diğerlerinin araştırmalarının açıkça gösterdiği gibi, anne ve çocuk (ve baba) bir çeşit koreografikleştirilmiş verme ve alma, serbest bırakma ve geri dönme, risk alma ve geri çekilme, öğrenme ve sınama dansı ile meşgul olmaktadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnozun nöropiskofizyolojisi: Hipnotik müdahalelerin nasıl çalıştığının anlaşılmasına doğru

Artık hiç kimse hipnozu bir sağ yarıküre görevi olarak, 1970’lerden beri popüler olan yaygın olarak verilmiş bir teori (ör., Graham, 1977; MacLeod-Morgan, 1982), ya da hipnoz edilebilirlikleri yüksek olan bireylerin daha fazla sağ yarıküresellik sergilediğini (Gur&Gur, 1974) varsayamaz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


BUYURGAN (INJUNCTİVE) İLETİŞİM VE İLİŞKİ DİNAMİKLERİ : ETKİLEŞİMSEL BİR PERSPEKTİF

BUYURGAN (INJUNCTİVE) İLETİŞİM VE İLİŞKİ DİNAMİKLERİ : ETKİLEŞİMSEL BİR PERSPEKTİF   Erickso’nun terapötik iletişimi, büyük oranda hastanın çağrışımlarına dolaylı klavuzluğa dayanmaktaydı.Bu çok kademeli serpiştirme tekniğini uygularken, Erickson (1966) bir kademede her gün sık olan fenomenler hakkında konuşabilmekteyken -domates bitkisinin

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gerçek Kendilik Eylemde

Tutarlı kendilik algısı meydana getirmek için, çocuk hayatın ilk üç yılında anne ile kaynaşık, sembiyotik bir birim olmadığını öğrenmelidir. Mahler ve diğerlerinin araştırmalarının açıkça gösterdiği gibi, anne ve çocuk (ve baba) bir çeşit koreografikleştirilmiş verme ve alma, serbest bırakma ve geri dönme, risk alma ve geri çekilme, öğrenme ve sınama dansı ile meşgul olmaktadır. Çocuk kaçar, anne peşinden koşar; çocuk keşfe çıkar ve güveni yenilemek için ona geri gelir; keşfin heyecanı...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gerçek Kendiliğin Gelişimi

Kendilik kavramı uzun zamandır gündemdedir. Şair ve filozoflar kendilik kavramını ele almışlar ve antik çağlardan beri düşünceli erkek ve kadınlar kendi gerçek doğalarını ve yaşamlarının amacını düşündükçe bu konuyla ilgili yazmışlardır. Freud uygulama yapmaya başladığından beri psikologlar ve psikanalistler en az yüz yıldır kendiliği analiz ediyorlar; ve geçen yüzyıl içinde özellikle Freud ve Jung’un psikodinamik teorileri kitleselleştirmeleri, kendiliğin temel psikolojik unsurları ta...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde-üstesinden gelinmesinde –yönetiminde (management) Hipnozun kullanımı

Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde-üstesinden gelinmesinde –yönetiminde (management) Hipnozun kullanımı Robb O. Stanley, Trevor R. Norman, Graham D. Burrows (Melbourne Üniversitesi, Avustralya) Stres hemen her yerde rastladığımız, hepimizin bildiği ancak klinik ve popüler anlamda net olarak tanımlanmamış bir fenomendir. “Stres” psikolojik ve/veya fizyolojik sıkıntı (distress) yanıtından çok bu sıkıntının ortaya çıktığı süreçtir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz ve Depresyon

Depresyon, kadınlar için %10-%25 arası, erkekler içinse %5-%12 arasında değişen oranlarda ömür boyu majör depresyon bozukluğu riski ile sıklıkla yaşanan bir bozukluktur. Depresyona, kronik acı gibi başka bir çok majör bozuklu önemli ölçüde eşlik eder.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Klasik Dinamik Teknikten Sapmadan Kaynaklanan Sorunlar

Bu durumun gerekli kıldığı teknik değişiklikler, terapistin rolüne ve terapötik tarafsızlığa ilişkin sorular ortaya koyar ve hastanın ihtiyaçlarını doğru zamanda karşılamada yararlı olan beceri, karara varma gücü ve esneklikle ilgilidir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Yazar ve Makaleler

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Konversiyon Bozuklukları

Hastalar hala konversiyon histerisinin sıklıkla garip motor semptomlarından acı çekmektedir.Son yıllarda böyle şikayetlerde uzmanlaşmış olan psikiyatrik ayaktan hasta ünitemizde tedavi edilen hastalarda şu semptomlar görülmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Yeme Bozuklukları - Anoreksia ve Bulimia

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Terapi Basamakları

Bu zorlu çalışma boyunca hasta, gerçekçi bir bağımsızlığı koruyabilmek zorundadır. Bu demektir ki en az kendini geçindirecek bir geliri (terapi ücretini de ödeyebilecek kadar) olmalı; barınma ve gıda sağlanmalı ve profesyoneller ya da kuruluşlar tarafından sağlanıyor olsa da bir tür sosyal iletişim ağı olmalıdır. Bu ciddi derecede destek ihtiyacı, hastanın, terapinin ve terapistin güvenliği adına önemle üzerinde durulması gereken bir husustur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Klinik Tekniğe Genel Bakış

Kişilik bozukluğu ve travma bireyde aynı anda var olduğunda tedavi yadsınamayacak şekilde karmaşıktır. Yine de, terapi muhakkak köklü ve istikrarlı basamaklara odaklanır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Şişmanlıkta Hipnoterapi

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnozun Yanık Hastalarında Tedavisinde Kullanılışı

Ciddi biçimde yanmış hastalar yaralanma anından tam iyileşme sağlanana dek psikiyatrik yardıma gereksinim duyarlar ve bu ihtiyaç, iyileşmeyi dramatik olarak arttıran modern yanık merkezleriyle birlikte artış göstermektedir. Hipnoz olası bir psikiyatrik tedavi seçeneğidir; çünkü bu hastalar acil servise , iyi bir transa eşdeğer, odaklanmış bir durumda gelir ve tek gereken korkudan güvene iletecek bir trans deneyimine kılavuzluk etmektir

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kişilik ve Psişik Travma

Freud’un başlangıçtaki histeri formülasyonunun, hem psişik travma teorisinin hem de patolojik kişilik oluşumu teorisinin esasını oluşturduğunu fark etmek dikkate değerdir. Anahtar kavram, tekrarlayan kalıplaşmış davranışın belleğin ve duygusallığın yerini aldığı düşüncesinde yatmaktadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Travma ve Tssb

Travmatik strese olan bilimsel merak 1800’li yılların sonlarına doğru başlamıştır ve nöroloji, psikoloji ve sosyoloji bilimlerinin yeni arayışlarının kesişmesinden doğmuştur. Her zaman tartışma konusu olan bu konudaki ilk büyük “tartışmayı” şekillendirmede katkısı olan iki büyük bilim adamı Fransız psikiyatrist Pierre Janet ve Viyanalı nörolog Sigmund Freud’dur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz ve Anıların Çağrımı:

Anılar, yanılgısız, yanılgılı, eksik veya yönlendirmeye müsait olabilir. Bazen detaylı ve kesin, bazen de bölük pörçük ve belirsiz olabilir. İnsanlar, bazen unuttukları şeyleri hatırlar ve bazen de hiç olmamış şeyleri olmuş gibi zihinlerinde yaratırlar. Anıların, idrak yeteneği ve toplumsal olaylardan etkilendiğini biliyoruz ve bu etkilenme; şifreleme, depolama veya geri çağırma süreçlerinde yaşanabilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Kontrolünde Hipnoz

Stres hemen hemen her yerde rastladığımız, hepimizin bildiği ancak klinik ve popüler anlamda net olarak tanımlanmamış bir olgudur. “Stres” psikolojik ve/veya fizyolojik sıkıntı yanıtından çok, bu sıkıntının ortaya çıktığı süreçtir. “Stres” sürecinden kay-naklanan sıkıntı yanıtı, psikolojik ve fizyolojik sıkıntının fazlasıyla bireysel birleştirmelerini içeren değişken bir tepkidir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gelişimsel, Kendilik ve Nesne İlişkileri Yaklaşımı

Teorik anlamda bu yaklaşım, orijinal kişilik bozukluğu kavramını koruduğu gibi, saplanma ve gerileme arasındaki dengeyi de korumaktadır; saplanma hususu ego gelişiminde bir durmayı temsil ederken, yalnızca gerileme ayrılma/bireyleşme baskısının sonucunda meydana gelir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kişilik Bozukluğu

Amerikan Psikiyatri Derneği’nin Tanılayıcı ve İstatistiksel Kılavuz’unda (1994) kişilik kavramı şu şekilde tanımlanmaktadır: “Dış dünya ve kendisi hakkında düşünmenin, dış dünyayı ve kendisini algılamanın, dış dünyayla kendisini ilişkilendirmenin uzun süren örüntüleridir.”

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz, Çözülme ve Travma

Bu bölüm ilk olarak 19 Nisan 1995’te, Alfred P. Murrah Federal Ofis Binası’nın bombalanmasından 5 ay sonra, Oklahoma Psikiyatri Derneği’ne yapılan ziyaretin bir parçası olarak hazırlanmıştır. O sabah bu binanın önünde hemen hemen 200 kişiyi öldüren, Federal Bina’yı yok eden ve yarıçapı oniki bina öteye kadar uzanan bir alana zarar veren güçlü bir bomba patlamıştı.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kişilik ve Psikotik Bozukluklar

Kişilik bozuklukları ve psikotik rahatsızlıkların tedavisinde klinik hipnoz uygulamaları bugünkü yerini 1800’lü yılların ortalarından bu yana birbirini izleyen safhalardan oluşan bir gelişim sürecinden geçerek almıştır. Psikotik bir hastada hipnozun başarılı olduğuna dair ilk rapor, 1838 yılında Esquirol tarafından bildirilmiştir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Nefretin Psikopatolojisi: Libidinal Gelişimin Temel Engelleri

Borderline patolojiye nesne ilişkileri yaklaşımında, diğer bazı formülasyonlarda olduğundan farklı olarak, bu patolojide agresyonun rolüne odaklanılır (Beck ve ark. 2004; Linehan 1993; Young 1994). Kimi psikodinamik yaklaşımları da içeren diğer yaklaşımlar (Bateman ve Fonagy 2004; Buie ve Adler 1982/1983; Kohut 1971; Masterson ve Rinsley 1975), içsel agresyonun rolünü tanımlamadan, agresyonu kötü bir davranışa tepki olarak deneyimlenen öfke olarak görebilirler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Travma, Nefret ve Kışkançlık Arasındaki İlişki

Klinik deneyim travma, nefret ve kıskançlık arasındaki ilişkinin netleştirilmesine yardımcı olmuştur. Nefret–özellikle de hastanın yaşantısının her alanına sızan yoğun, ilkel nefret–yaşantıları bu türden acı verici, yıkıcı ve kendine zarar verici ilişkiler tarafından düzenlenmeyen herkese karşı bir kıskançlık geliştirmeye yol açar. Daha düşük şiddetteki durumlarda, travma kıskançlığın psikopatolojisi olmadan klinik nefretin görece daha saf biçimlerini ortaya çıkarır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Strese Karşı Reaksiyyonunuz Nasıldır?

STRESE KARŞI REAKSİYYONUNUZ NASILDIR? Stres yaşamın her günü karşımıza çıkabilir. Ondan kaçmamızsınız. Eğer onu halledebilirseniz herhangi bir değişiklik yapmaz. Herhangi bir olay (kaza,hastalık,bir yakının- sevilen bir kişinin) (-) olan stresi (+) hale gelebilir. Örneğin yeni bir ev alındığında, mevki yükselmesi olduğunda , yeni sorumluluklar ve

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Affect Bridge (Hipnoanalitik Yöntem)

Affect Bridge (Hipnoanalitik Yöntem) Belirtileri: Hastada beliren, sebebi belli olmayan duygular (depresyon, endişe gibi), bastırılamayan dürtüler veya fiziksel hisler (vücutta ağrı). 1. Adım: Hastada beliren bu duyguların bedene ve hareketlere etkisini kullanarak, bu hissi uyandıran problemi anlamak ve araştırmak. 2. Adım: Yoğun duygu, dürtü

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hızlı Rol Değişimleriyle Beraber Nefret

Önceki bölümlerde bahsedilen nefretin aktarımdaki görünümleri ve savunmalarının tersine, bir örüntü ciddi karakter patolojisi gösteren baştan sona tüm hastalarda açığa çıkabilir. Bu örüntü, hızlı rol değişimleriyle seyreden nefretin baskın olduğu bir nesne ilişkisinin harekete geçişini içerir: bir an hasta sadistik nesneyle özdeşim kurar, terapisti azarlar ve ona saldırır; diğer zamanlarda hasta kendisini çaresiz, sadistik nesne olarak görülen terapistin felçli bir kurbanı gibi deneyimler.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kimlik ve Kişilik Oluşumu

Hepimizin kendimizi tanımlayacağı bir kendilik tasarımı vardır. Bu kendilik tasarımı dış dünyadan bizi ayıran ruhsal bir çeperi vardır. Biz kendimizi bir şekilde tanımlarken bu tanımın içerisine inançlarımız, değer yargılarımızı, becerilerimizi, yetilerimiz, diğeriyle olan benzerliklerimizi ve farklılıklarımızı belki de aykırılıklarımızı katarız. Peki, bunlar nasıl oluşuyor acaba?

DETAY İÇİN TIKLAYIN


İmgelerin İndüksiyon ve Derinleşmede Kullanımı

DETAY İÇİN TIKLAYIN


İzlemciliği ve Dikkat Dağınıklığını Azaltma Metodları

Hastalar genelde, hipnotize olduklarında veya süreç işlemeye başladığında meraka düşerek, kendi işlemleri ile ilgili akli izlemciliği üzerinden hipnoz ve self- hipnoz derinliklerini sınırlarlar. Bilinçli dahili diyalog, otonom bilinçsiz ilginin derecesini sınırlar. İlave olarak, ilgisiz fikirler ve dış uyaranlar, hasta aklı yoldan çıktığından genelde zorla içeriye sokulur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bütüncül Psikoterapinin Felsefesi ve Değerleri

Felsefe ve değerler üzerine neden bir bölüm koyduk? Epistemolojinin (bilgi teorilerinin) psikoterapideki her türlü yaklaşımı anlamakta çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyoruz. Bir psikoterapi modelinin felsefi temeline dair elimizde en azından genel bir bilgi olmadığında, modelin dayandığı teoriyi veya modelin klinik alanda uygulanışına dair değerleri eleştirmemiz mümkün olmaz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Psikoterapide Bütünleşmenin Tarihçesi

Psikolojide üç temel düşünce akımının gelişimi, önce birbirlerinden tamamen soyutlanmış ve birbirlerine zıt düşerek sonra da bu gelenekler arasında yavaş yavaş köprülerin kurulmasıyla, bütüncül hareketin tarihine damgasını vurur. Bütün gelenekler insan zihninin işleyişine dair paha biçilmez görüşler kazandırmıştır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnotik Telkinler İçin Cümleler Kurma

Hipnoz esas olarak konsantre durumda olan hasta ile rafine bir iletişim yoludur. Başarılı bir hipnoz elde etmek, pratisyenin konuşmanın yeni bir şekli olan “hipnotik ses”i öğrenmesini gerekli kılar.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hayat Deneyimlerinden, İlgilerinden ve Değerlerinden Yararlanmak İçin Denetim Listesi

Hayat Deneyimlerinden, İlgilerinden ve Değerlerinden Yararlanmak İçin Denetim Listesi Son yıllarda, hipnoz standardize indüksiyon ve öneri tekniklerinden uzaklaştı ve bireyselleşme ve hastaların özgeçmiş deneyimlerinden yararlanma modeline doğru yöneldi. Hastanın ilgilerini, deneyimlerini ve ihtiyaçlarından yararlanmaya olan vurguyu ön plana çıkarm

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Psikoterapi Sonuç Araştırmaları Bütüncül Modeli Destekliyor

Sonuç araştırmaları üzerinden yürüyen tartışmaları Paul’un 1967’de sorduğu önemli soruyla açmak istiyoruz: “Bütün sonuç araştırmalarının cevabını bulmaya çalıştıkları soru, tüm karmaşıklığına rağmen şu olmalıdır: Bu spesifik sorunu yaşayan hastaya en etkin sağaltım için, hangi tedavinin, kim tarafından, hangi koşullar altında uygulanması gerekir?”

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gelişimsel-İlişkisel Bir Bütünleşme Modeli

Bütünleştirmeye yaklaşımımızda odaklandığımız ana temalardan biri gelişen kendiliktir. Bu bölümde ilişki-içindeki-kendiliğin farklı yönlerini incleyeceğiz çünkü psikoterapinin bu alanlardan biri, birkaçı veya hepsinde gerçekleşebileceğine inanıyoruz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hayat Tecrübeleri, İlgi Alanları ve Değerlerden faydalanmak için Kontrol Listesi

Bu liste pek çok insanın hayatta kazandığı tecrübeler ve ilgi alanlarını içerir. Bu da bize sizleri birer birey olarak nasıl anlayacağımız ve takdir edeceğimiz konusunda yardımcı olacaktır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


İdeomotor İnceleme

İdeomotor sinyal tekniği başlıca Erickson tarafından öncülük edilmiş, Cheek (Cheek&LeCron,1968) tarafından geliştirilmiştir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bütüncül Psikoterapi Süreci ve Modelin Eleştirisi

Psikoterapi anlayışımızın merkezinde terapötik ilişkinin birlikte yaratılması, her iki tarafın da katılımının olduğu etkileşimli bir olay olması yatar. Bir tarafın diğerine birşeyler “yaptığı” diğer tarafın ise edilgen bir alıcı olarak durduğu bir ilişki değildir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Süpervizyonda Paralel Süreç

“İçsel süpervizör”ünü geliştirmiş bir psikoterapistin (ve süpervizörün) en önemli özelliğinin kendine dönme kapasitesi veya “eleştirel öznellik”(Reason, 1994) olduğunu düşünüyoruz (Casement, 1985).

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Alternatif Memnuyiet Gereksinimi

Son dekad boyunca klinik hipnozda en önemli gelişmelerden birisi hastanın dissosiye parçalarının tanımlanması ve çalışılmasının keşfidir.Dissosiasyon ne bir fenomendir ne değildir. Anksiyete gibi, farklı bireylerde dissosiasyonun farklı dereceleri vardır. Bunun devamının aşırı ucunda çoğul kişiliği buluruz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Watkins'in Sessiz Dışavurumu

Watkins'in Sessiz Dışavurumu D. Corydon Hammond, PhD Utah Universitesi, Tıp Fakültesi Gösterge: Bu bir sembolik hayali dışavurum tekniği tipidir. Çok güçlü kızgınlık ve öfke hisseden danışanlar için oluşturulmuştur. İdeal olarak ofis ortamında uygulanmaya uygundur çünkü duyguların ifade edilmesi içseldir ve böylece sesli katarsis (duygusal boşalma) için çevresel seslerden kaçınılmış olur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Disosiyasyonun Tarihi

Çok sayıda araştırmacı, disosiyasyonun tarihine Pierre Janet’in (1859-1947) çalışmasını tartışarak başlıyor (Hart, 1926; White & Shevach, 1942; Kirshner, 1973; Hilgard, 1977). Ne var ki, Puysêgur ve Bertrand gibi "manyetizmacılar"ın eserini keşfettikten sonra Janet, bu ilk öncülere olan borcunu her zaman titizlikle dile getirmişti (Ellenberger, 1970).

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Disosiyasyonun Tanımları ve Tasvirleri

Birçok otorite, disosiyasyonun hem hafif, patolojik olmayan hem de ağır ya da patolojik biçimlerde ortaya çıktığını kabul ediyor (Spiegel, 1963; West, 1967; Hilgard, 1977; Nemiah, 1981; Ludwig, 1983). Birçok yazar, hayale dalma gibi günlük yaşamla ilgili küçük disosiyasyonlardan çoklu kişilik gibi ağır patalojik biçimlere sürekli geçişe dayanarak bu farklı disosiyasyon biçimlerini kavramsallaştırıyor (Bernstein & Putnam, 1986). Dolayısıyla birçok disosiyasyon tanımı, esas olarak bir ki...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kendilik Değerini Arttırma Önerileri

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ego Güçlendirme

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Disosiyatif Psikopatoloji İlkeleri

John Nemiah (1981), patolojik disosiyasyon biçimlerini en çok karakterize edebilen iki ilke tanımlamıştı. Birincisi, bireyin kimlik duygusunda bir değişmeye yol açan bireysel olarak yaşanan disosiyatif tepki deneyimleridir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Etyoloji

ÇKB, sınırlanmış bir gelişim penceresi içinde gerçekleşen görece özgün bir dizi deneyime karşı gösterilen psikobiyolojik bir yanıt gibi gözüküyor. ÇKB'nin etkin tedavisi, onun travmatik nedenlerini ve çocukluktaki bunaltıcı travmanın hafifletilmesinde başlangıçta disosiasyonun uyarlayıcı rolünün anlaşılmasını gerektiriyor.

DETAY İÇİN TIKLAYIN



Stein'in Sıkışmış Yumruk Tekniği

Hastanın bilinçdışı kaynaklarına ( güven duygusu, mutluluk, huzur, kendiliğindenlik vb) ulaşılır ve koşullandırılır. Böylece , gereğinde, hasta tarafından anımsanır. Bu, kompulsif bozukluklar ile anksiyete, öfke ve alışkanlıklarla(sigara, yeme bozuklukları, alkol, madde bağımlılıkları vb) , tırnak yeme ve psikosomatik rahatsızlıklarla başa çıkmada kullanılabilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hastalardan Öykü Dinleme

Daha sonra ÇKB'li olduğu kanıtlanan hastalarla yapılan ilk görüşmeler sırasında şu örüntünün yeniden ortaya çıktığını fark ettim: tutarlı bir öykü elde etmede zorlanıyorum. Öyküyü dinlemeyi bitirip onu yazmaya başladığımda birçok bilginin tutarsız hatta çelişkili olduğunu ve açık bir kronolojik olaylar dizisinin kurulabilmesinin çok zor olduğu ortaya çıkıyor.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hastanede yatan kronik hastalar

Washington'daki St. Elizabeths Hastahanesi'nden çalışırken birçok kronik hasta koğuşunu, ayrıca suç işlemiş akıl hastalarının bulunduğu John Howard pavyonunu da ziyaret etme, inceleme ve gözlemleme fırsatına sahip olmuştum.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Evrensel İyileşmenin Dinsel Betimlemesi

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Öz-Saygı, Kendine Güven & Sosyal Beceri

Muhtemelen geçmişte iyi gitmeyen şeyleri yapmaya çalışırken görüyorsunuz. Belki kendinizi kaybederken görüyorsunuz. Kendinizin olmayı istediğiniz şekilde olmadığınızı görüyorsunuz . Kendinizi kendinize şöyle derken işitiyorsunuz: ‘Doğru zaman değil. Korkarım bu başka birinin cevabı.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Düzenleyici Sistemin Orbital-Prefrontal Kortekste Deneyime Bağlı Olgunlaşması ve Gelişimsel Psikopatolojinin Temeli

Kendilik düzenlemesinin bireysel gelişimi yaşayan dinamik sistemlerin olmazsa olmaz örgütlenme prensibi, hatta temel bir mekanizmasıdır. Düzenleme kavramı istisnasız tüm bilimsel dallar tarafından kullanılan birkaç kuramsal yapıdan biridir. Düzenleme sürecinin moleküler örgütlenme düzeyinden sosyal ve kültürel düzeylere kadar birbirinden ayrı ama birbiriyle bağlantılı birçok düzeyde eş zamanlı olarak araştırılabilmesi, bu yapının gücünü ve keşfedilmeye ne kadar açık olduğunu göstermektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Değerlendirme Sisteminin Kortekste Deneyime Bağlı Olgunlaşması

Bir organizmanın içinde yaşadığı çevrede meydana gelen değişimleri değerlendirmesi sinir sisteminin temel uyumlanma işlevlerinden biridir. Hem insanlar hem de diğer canlı türleri için içinde bulundukları çevrenin en belirgin özellikleri fiziksel özellikler değil, sosyal bağlamdaki özellikler, yani bir bireyle diğeri arasında yaşanan etkileşimlerdir. İnsani ilişkiler kapsamında meydana gelen alışverişler hem sözlü hem de sözsüzdür, dolayısıyla hem bilişsel hem de duygusal öğeleri içerir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Sınır Kişilik

Borderline kişilik örgütlenmesi, henüz entelektüel çevrelerde de pek bilinmeyen, konuşulmayan ama yurtdışında son zamanlarda çokça konuşulan, özellikle gelişmiş ülkelerde konuşulan kişilik örgütlenmesi şeklidir. Narsisist kişilik örgütlenmesini biliriz ama kendimizden uzak tuttuğumuz bir kavram veya mefhum. Bunların bizimle ne kadar yakından ilişkili olduğunu, hayatımıza ne şekilde şekil verdiğini bugün birlikte anlamaya ve kavramaya çalışacağız

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Psikiyatri ve Kültür

Psikiyatri bir bilim midir? Bir sanat mıdır? Bunun tartışmasını hala biz kendi aramızda yapıyoruz. Psikiyatri daha çok bir bilginin kullanıldığı sanat olarak nitelendirilmektedir.Psikoloji bir bilimdir, fizyoloji bir bilimdir, anatomi bir bilimdir, biyokimya bir bilimdir. Bu bilim dallarının oluşturmuş olduğu bilgilerden istifade ederek bir sanat icra etmek, hastalıkların tedavisinde bu bilim dallarının bilgilerini kullanarak, gelişimlerinden yararlanarak bir sanat icra etmek psikiyatr...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bağlanma ve Sağ Beyin Düzenlemesi

John Bowlby 1940 yılında çocuğun erken dönemde içinde bulunduğu çevrenin karakter gelişimini ne şekilde etkilediğiyle ilgili bir makale yazmıştı. 1969 yılında, o makalenin yayınlanmasından 29 yıl sonra, kariyeri boyunca yaptığı gözlemleri ve kuramsal kavramlaştırmaları birleştiren Bağlanma ve Kayıp konulu üç önemli kitabından (1969, 1973, 1981) ilkini yayınladı.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ebeveyn-Bebek İletişimleri ve Duygusal Gelişimin Nörobiyolojisi

“Beyin Yılları” olarak değerlendirdiğimiz on yıllık dönem bitmiş olsa da, şu anda içinde bulunduğumuz dönemin çarpıcı ve yeni beyin teknolojilerinin insan psikolojisinin belli temel sorunlarına odaklanmaya devam ettiği önemli bir dönem olduğunun farkındayız.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Varoluşçuluk

Varoluşçuluğu daha çok psikiyatrik açıdan, psikolojik olarak incelemek için buradayız. Biliyorsunuz, bilimlerin anası felsefe. Bütün bilimler felsefeden doğmuş. Bilimsel metodoloji geliştikçe, bir takım olaylar netleştikçe, felsefeden ayrılarak, çeşitli bilim dalları kurulmuş. İnsanın düşünce hayatıyla dünyayı anlamlandırma, kendini anlamlandırmayla ilintili konularla psikoloji ve psikiyatri konuları öncelikle felsefenin ilgi alanı olmuş. Orada tartışılmış, tartışılmış, tartışılmış dah...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kimlik ve Kişilik

Kendinizi tanımlayacak bir kendilik tasarımı var. Bu kendilik tasarımı dış dünyadan bizi ayıran ruhsal bir çeteleme var biz kendimizi bir şekilde tanımlıyoruz. Bu tanımın içerisinde inançlarımız değer yargılarımız, beyinlerimiz, yetilerimiz diğerlerine olan benzerliklerimiz farklılarımız, farklılıklarımız belki da aykırılıklarımız var. Peki, bunlar nasıl oluşuyor acaba.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Doğrusal Olmayan Sağ Beynin Erken Dönem Örgütlenmesi ve Psikiyatrik Hastalıklara Yatkınlık Geliştirilmesi

Birçok bilim dalı dinamik sistemler kuramının tüm canlı ve cansız sistemlerin örgütlenme prensiplerine güçlü bir ışık tuttuğuna dair görüş birliği içinde olsa da, bu kuramın genel ilkelerinin insan psikolojisi ve biyolojisinin spesifik problemlerine uygulanması oldukça büyük bir zorluk arz etmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Güvenli Bağlanma İlişkisinin Sağ Beyin Gelişimi, Duygulanım Düzenlemesi ve Bebeğin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Bebeklerin biyolojik sağlığının yanı sıra psikolojik sağlığının da büyük önem taşıdığı görüşü uzun zamandır çocuklarla ilgili tüm klinik disiplinlerin temel prensibi olmuştur: çocuk psikiyatrisi, davranışsal pediatri, çocuk psikolojisi, gelişimsel psikanaliz ve nispeten yeni gelişmeye başlamış olan gelişimsel psikopatoloji ve bebeklerin ruh sağlığı alanlarının tümünde aynı görüş benimsenmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoterapi ve Konferansı

"Hipnoz nedir?" diye başlayabiliriz. İnsanın üç değişik şuur hali var;Birincisi şu anda içinde yaşadığımız uyanıklık hali, farkındalık düzeyimizin olduğu şuurlu ve bilinçli halimiz.İkincisi uyku hali.Üçüncüsü ise değişik şuur hali olarak isimlendirdiğimiz fakat bilimsel olarak bu gün detaylarını tam olarak bilemediğimiz farklı bir şuur hali. İşte bu farklı şuur halini; hipnoz, trans, meditasyon vs onlarca farklı isim olarak isimlendirebiliriz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kendini Heder Eden Kişilik ve Pasif Agresif Kişilik

Kişinin kendini tanımladığı, dışarıdan da görünün o vasıflarıyla anılan, uzun süren genç erişkinlik döneminde görünen yani ergenlikle beraber başlayan bizi biz yapan kalıcı niteliklerimize verdiğimiz isim. Tabi kişilik yapıları değişmez değildir, kemikleşmiş değildir, değişebilir. Ama değişmeleri, duygularımıza, düşüncelerimize göre daha yavaş, daha zor şekil alan yapılardır. Kişilik örgütlenmeleri ötekiyle ilişki şeklinizin nasıl olduğuna bakılarak yapılan sınıflandırmalardır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


İlişkisel Travmanın Sağ Beynin Gelişimi, Duygulanım Düzenlemesi ve Bebeklerin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Bu dizinin ilk yazısında[1] bağlanma deneyimlerine ve bu deneyimlerin düzenleyici yapılar ve işlevler üzerindeki etkilerine odaklanan bilimler arası bir yaklaşımın daha kapsamlı normal gelişim modelleri oluşturmamıza faydalı olacağını önermiştim. Bu bakış açısı bağlanma kuramının temel prensiplerinden doğmaktadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Sağ Beyin Düzensizliği: Travmatik Bağlanmanın Temel Mekanizması ve Travma Sonrası Stres Bozukluklarının Psikopatojenezi

Ülke çapında yapılan bir çalışmada erkeklerin %60’ıyla kadınların %50’sinin hayatlarının belli bir yerinde travmatik bir olay yaşadıkları bildirildi (Kessler, Sonnega, Bromet, Hughes & Nelson, 1995). Ama aynı çalışmada hayat boyu süren stres sonrası travma bozukluğu (TSSB) yaşayan kişilerin oranının erkeklerde %5, kadınlarda da %10 olduğu sonucuna da ulaşıldı. Yapılan başka çalışmalar bir TSSB epizodu yaşayan kişilerin kabaca yarısının semptomlarının kronik hale geldiğini göstermektedir...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kendin Olmak

İki tür insan var baktığımızda: Bir toplantıya, bir sohbete, bir ziyarete giderken; bir kitap okurken, bir televizyon izlerken, bir film izlerken bu hareketi yapmamızın arka planındaki temel motivasyon kaynağı nedir diye sorduğumuzda eğer şöyle bir soruyla karşılaşıyorsak; işte “Ben orada filan insanlara kendimi göstereceğim, onların hayranlığını alacağım, onların ilgisini çekeceğim, onlar beni fark edecek, gittiğim yerlerdeki, seyrettiğim filmlerdeki, okuduğum kitaplardaki konuları bi...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Tanımlar ve İlk Dönemler

Yüzyıllardır gizem ve mitlerle örtülmüş olan hipnoza birçokları kuşkuyla bakmakta. Aynı zamanda hipnoz, insan davranışıyla ilgilenen birçok ünlü biliminsanının ilgisini çekmekte.u... Sigmund Freud, Alfred Binet, William James, Wilhelm Wundt, Clark Hull, Ernest R. Hilgard ve psikolojinin başka seçkinleri hipnoz üzerinde ciddiyetle düşünmüşlerdi.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Hipnoz Nedir ?

Değişik teorik yönelimlerdeki araştırmacılar ve klinik tedavi uzmanları (bkz. Kirsch, 1994a), Amerikan Psikoloji Birliği (APA)'ndeki Bölüm 30 (Psikolojik Hipnoz Derneği) tarafından resmi olarak kabul edilen hipnozun aşağıdaki tanımı üzerinde anlaşıyorlar: Hipnoz, bir sağlık uzmanı ya da araştırmacının istemci, hasta ya da mğdur kişinin o esnada duygular, algılar, düşünceler ya da davranış değişiklikleri yaşamasını telkin ettiği bir işlemdir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Sigarayı Bırakma

Sigara içme, kendi kendini tahrip etme alışkanlığıyla ilgili bir paradigmadır. He yıl 1 milyon Amerikalı yeni sigara içicilerin saflarına katılıyor (“Kanser doktorları,” 2003). Bu istatistikler şu tehlikelere işaret ediyor: sigara içme a) bütün kanser ölümlerinin üçte birinin sorumlusudur ve akciğer, göğüs, gırtlak, ağız boşluğu, yutak, pankreas, rahim ağzı ve mesane kanseri riskini artırıyor (Haxby, 1995); b)

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Yeme Bozuklukları ve Obezite

1970’lerin sonundan bu yana hipnozun terapötik süreçlerin tamamlayıcı bir çeşidi olabileceği ortaya çıkarken yeme bozukluklarında hipnotik tekniklerin kullanılmasına yönelik ilgi gelişmeye başladı. Bu bölümde yeme bozukluklarının (Fairburn, 1985) ve obez hastaların (Fairburn, Marcus, & Wilson, 1993) tedavisinde hipnozun bilişsel-davranışsal terapiyi ampirik olarak destekleyen ve iyi oluşturmuş bir tamamlayıcı olarak nasıl kullanılabileceğini anlatıyoruz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Depresyon

1970’lerin sonundan bu yana hipnozun terapötik süreçlerin tamamlayıcı bir çeşidi olabileceği ortaya çıkarken yeme bozukluklarında hipnotik tekniklerin kullanılmasına yönelik ilgi gelişmeye başladı. Bu bölümde yeme bozukluklarının (Fairburn, 1985) ve obez hastaların (Fairburn, Marcus, & Wilson, 1993) tedavisinde hipnozun bilişsel-davranışsal terapiyi ampirik olarak destekleyen ve iyi oluşturmuş bir tamamlayıcı olarak nasıl kullanılabileceğini anlatıyoruz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kaygı Bozuklukları

Birçok kişi hipnozu düşündüğünde hipnotistin bir saati ya da parlak bir nesneyi hipnoz olacak kişinin önünde salladığı ve “Gevşeyin, gevşeyin” dediği bir sahne aklına geliyor. Bu steorotipik göründü günümüzdeki modern hipnoz uygulamacılarının kullandıkları çok yönlü teknikler ve stratejileri artık kapsamıyor olsa da hipnozun gevşemeyle kaygılı olma durumunu değiştirebildiğini ima ediyor.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Savaş, tecavüz, suç ve doğal felaketler antik dönemden günümüze insanlığın başına bela olagelmiştir. Gerçekten de modern toplumun birçok üyesi, bir biçimde travmayla karşı karşıya kalmıştır. Kessler ve çalışma arkadaşlarının (Kessler, Sonnega, Bromet, Hughes, & Nelson, 1995) yaklaşık 6000 kadın ve erkeği kapsayan araştırması, denek olarak alınan bu insanların çoğunun yaşamları sırasında en azından bir kere travmatik olay yaşadıklarını ortaya çıkarmıştı.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Sorular ve İhtilaflar

Mesmer’in döneminden günümüze hipnoz, bir ihtilaflar fırtınasının odağı olmaktan kurtulamadı. Hipnozun bilinçliliğin değişmiş bir hali ya da bir trans durumu olup olmadığından başlayarak hafızanın iyileştirilmesinde hipnozun rolünün olup olmadığına dek uzanan provakatif tarışmalar, son 25 yıl boyunca hipnoz hakkında kişisel büyülenmemizi kışkırttı ve bu durumun devam edeceğinden kuşku duyulamaz.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Ağrı Yönetimi, Davranışsal Tıp ve Diş Hekimliği

Tıp Enstitüsü (2004)’nün yaptığı bir araştırma, önemli bir sonuca ulaşmıştı: “İnsan sağlığı ve hastalığı bakımından davranışsal ve toplumsal faktörlerin oynadığı rolü tam olarak anlamadan, bu faktörlerin dönüştürülebilmesinin yollarını ve kişisel yaşam deneyimlerinin hekim-hasta ilişkilerini nasıl etkilediğini değerlendirmeyi bilmeden hiçbir hekimlik eğitimi tamamlanamaz” (sf. 60)

DETAY İÇİN TIKLAYIN


"Şimdi" Problemi

ŞU AN FİKRİ, “şimdi” problemi ile ilgilenmek için ortaya atıldı. An itibarıyla olan deneyim hakkındaki farkındalığımızın bu kadar az olması çarpıcıdır. Aşağıdakilerin ışığında bu göreceli cehalet şaşırtıcıdır: Birincisi, öznel olarak sadece şimdi canlı ve bilincinde oluruz. Şimdi, bizim doğrudan hayatlarımızı yaşadığımız zamandır. Diğer her şey bir veya iki kere değiştirilir. Görüngüsel deneyimin olgunlaşmamış öznel gerçekliği sadece şu andadır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Şu Anın Doğası

ÖZNEL HAYATIN ŞU ANDALIĞI açıkça görülür. Bunun dışında nasıl olabilirdi ki? Bununla beraber bu kavram sorun çıkarmaya devam eder. Sadece şimdiki zamanda öznel olarak yaşama düşüncesi mantık dışıdır. Örneğin, geçmişte olan bir olayı, şu an oluyormuş gibi hatırlamamız bizi birazcık şaşırtabilir. Bir şeyi yeniden yaşayabiliriz, ancak bu yeniden yaşama şu anda olur. İçgüdüsel olarak o zamana geri dönmediğimizi hissederiz. Henüz o anda olan bir şeyi anlatmak da aslında şu anda olur. Geçmiş...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Şu Anın Zamansal Yapısı

Hemen hemen bütün insan etkileşimlerinde olduğu gibi, gerçek zamanda meydana gelen insan etkileşimlerini anlamak için, süresi olan birkaç süreç birimine ihtiyaç vardır. Bir kişiyi bir şey yaparken veya bir şey söylerken gözlemlediğimiz zaman, orada olanları çözümlemek zaman alır. Kendi davranışınızın birimlerini bir araya getirmek de zaman alır. Ve bilinçliliğin doğması için insanların neden olduğu olaylarla maruz kalma da zaman alır. Şu an bu süreç birimdir. Şu anın zamansal parametre...

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Örtük Bilme

Şu an açıklanırken zihinsel olarak kavrandığından dolayı, şu an hakkında bilinen şey sözel, sembolik veya açık olamadığıdır. Bu niteliklerden, ancak o an geçtikten sonra bahsedilebilir. O zaman, özgün an hangi şekilde algılanır? Şu an “örtük bilme” denilen alanda yer alır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bilinçliliğin Rolü ve Öznelerarası Bilinçlilik Kavramı

Problem şudur: Şu anı ortaya çıktığı gibi şekillendirmek örtük bir süreçtir, buna rağmen bir deneyimin şu an olarak nitelendirilmesi için bir tür bilinçlilik veya farkındalığa girmesi gerekir. Ancak ne tür bir bilinçlilik? Bu noktada bilinçlilik ve onun arka planına ait genel bir soruya bakmak gerekli gibi gözüküyor.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Birlikte İlerleme Süreci

Birlikte ilerleme, Boston CPSG’nin, terapi seansını ileriye götüren, en azından zamanda ileriye götüren günlük diyaloglar için kullandığı bir terimdir. Terapist ve danışanın birlikte yaptıklarıdır. Birlikte ilerlemeyi bu kadar özel kılan, diyalogda baktığımız ölçektir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Şu An ve Psikoterapi

Ben, yeni ve genel olarak farklı bir yöntem veya psikoterapötik teorinin gözden geçirilmesini teklif etmiyorum. Aksine, psikoterapiye farklı şekilde, şu anın büyüteci aracılığıyla ve görüngüsel bir yaklaşımdan bakmamızı öneriyorum. Bu değiştirilmiş bakış, anı anına yaptıklarımızı ve çalışmalarımızla ilgili düşündüklerimizi değiştirmeye yöneltecektir. Hangi değişimlerin önemli ve kalıcı olacağı henüz belli değildir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Klinik Durumlarda Örtük ve Açık Olanın İç İçe Girmesi

Birçok psikodinamik ve bilişsel terapi yorumlamayı (değişik şekillerde) ve hayat hikayesini öyküleştirerek anlatımı en gerekli teknikler olarak kullanırlar. Bunu yapmak için örtük olan açık yapılmalı ve bilinçdışı bilince gelmeli. Örtük ve açık olan arasındaki ilişki üzerinde, bilinçdışı ve bilinç arasındaki ilişkiden daha az çalışılmıştır.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Masterson Yaklaşımının Evrimi

Uzun yıllar boyunca yürütülen bilimsel araştırmaların ürünü olan Masterson Yaklaşımı önce kendi klinik çalışmalarım ve araştırmalarım aracılığıyla, daha sonra ise, uzun yıllar süren eğitimleri takiben, New York ve Kaliforniya’daki ortaklarımın çalışmalarıyla ifade buldu. Bu çalışmalar iki yüksek lisans eğitim enstitüsünün açılmasına (New York ve San Francisco) ve ülke çapında bir cemiyetin oluşmasına yol açtı.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Bağlanma Teorisi, Nörobiyolojik Beyin Araştırmaları ve Gelişimsel Nesne İlişkileri Kuramının Bütünleştirilmesi

Bu yaklaşımın anahtar kavramlarından biri olan “Kendilik”in kendi gelişimi, kendi kapasiteleri veya işlevleri ve kendi patolojisi vardır. “Kendilik” terimi o kadar çok kuramcı tarafından kullanıldı ki bu terimi benim ne şekilde kullandığıma dair bir açıklama yapmak şart oldu. Bu terimi önce klinik açıdan, daha sonra intrapsişik nesne ilişkileri perspektifinden, daha sonra da kapasiteleri ve egoyla ilişkisi açısından açıklayacağım.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Masterson Yaklaşımı: Kavramların Tanımlanması

Masterson Yaklaşımı gelişimsel, kendilik ve nesne ilişkileri yaklaşımı olarak tanımlanmaktadır. Gelişimsel terimi bir bireyin kişilik bozukluğu (Kendilik Bozuklukları) yaşamasına neden olan olayları ifade etmektedir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Gerçek Kendilik : Klinik Boyut

Kendilik imgesi bireyin belli bir zaman veya belli bir durumda kendisi hakkında sahip olduğu imgedir. Bu imge kişinin vücuduyla ilgili imgesi ve belirli bir anda içinde bulunduğu durumla ilgili zihinsel tasarımından oluşur. Kendilik imgesi bilinçli veya bilinçsiz, gerçekçi veya çarpıtılmış olabilir.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kendiliğin Kapasiteleri

Kendiliğindenlik – Duygulanım Canlılığı: Duygulanımları canlılık, coşku, kuvvet ve heyecanla içinden gelerek, derinlemesine yaşayabilme kapasitesi. Kendine Hak Görme: Erken yaşlarda yaşanan yetkinlik deneyimleri, anne babanın ortaya çıkmakta olan kendiliği kabul edip desteklemeleriyle birleşince, kendiliğin hem yetkinleşme ve haz deneyimlerine hem de bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan çevresel girdilere hakkı olduğuna dair bir algı oluşur.

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Kendilik ve Ego

Kendilik ve ego, örneğin aynı arabaya koşulmuş iki atın eşgüdümlü olmasına benzer şekilde paralel olarak gelişir ve işlev görür. Kendilik egonun tasarımsal koludur, ego ise kendiliğin uygulayıcı koludur, ancak her ikisi de sadece bunlardan ibaret değildir. Eğer ego gelişimsel duraklamaya uğramışsa kendilik de gelişimsel olarak duraklar.

DETAY İÇİN TIKLAYIN



Sosyal güvenlik kurumu

  http://www.hizmetsorgula.net/ Nitelikli bir biçimde yerine getirilen ssk sorgulama hizmetleri ile çalışanlar sigorta primlerinin yatıp yatmadığını öğrenerek ne tür bir hizmet alacakları konusunda net bilgiler de elde ederek en azından geleceğe dair malumat elde etmiş olacaklardır. Eğer sizler de bu anlamda hizmet veren birer çalışan olarak her türlü sorgulamaları yerine getirmek için ön

DETAY İÇİN TIKLAYIN


Zorlukların peygamberi

  http://www.kisacahayati.com/ Gerek ülkemiz gerekse dünya açısından bazı insanlar vardı ki çok büyük bir öneme sahiptir. Bu açıdan Hz. Muhammed de Dünya açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Çünkü o Allah tarafından seçilmiş özel bir insandır. Bu sebeple ona Allah’ın elçisi anlamına gelen peygamber denilmektedir. atatürkün hayatı Peygamberler her yönleri ile örnek insanla

DETAY İÇİN TIKLAYIN