Sigarayı Bırakma
Steven Jay LYNN – Irving KIRSCH
Sigara içme, kendi kendini tahrip etme alışkanlığıyla ilgili bir paradigmadır. He yıl 1 milyon Amerikalı yeni sigara içicilerin saflarına katılıyor (“Kanser doktorları,” 2003). Bu istatistikler şu tehlikelere işaret ediyor: sigara içme a) bütün kanser ölümlerinin üçte birinin sorumlusudur ve akciğer, göğüs, gırtlak, ağız boşluğu, yutak, pankreas, rahim ağzı ve mesane kanseri riskini artırıyor (Haxby, 1995); b) kişinin koroner kalp hastalığı ya da krizinden ölme olasılığını iki katına çıkartıyor (McBride, 1992); ve c) erkekler ve kadınlar arasındaki engelleyici kronik akciğer hastalığının birincil nedenidir (U.S. Department of Health and Human Services [ABD İnsan ve Sağlık Hizmetleri Kurumu] -USDHHS- 1990).
Eğer mevcut eğilim sürerse geçen yüzyıldaki 100 milyon insana kıyasla bu yüzyılda bir milyar insan tütünle ilgili hastalıklar nedeniyle ölecek (Reuters, 2003). Sigara içenlerin %80’den fazlası sigara içmeyi bırakmak istese de (ABD, Sağlık, Eğitim ve Refah Kurumu, 1990), yıl içinde kendi başına sigarayı bırakmaya çalışan ABD’li sigara içicilerin yaklaşık üçte birinin içinden yalnızca %5’i başarılı olabiliyor (Amerikan Psikiyatri Derneği, 1994). Hipnoz büyük risk altındaki sigara içen nüfusun sigaradan uzak durmasına yardımcı olabilir mi? Yanıt, evettir. İşin aslında hipnozun tütün kullanımının kontrolü çabalarında bir alışkanlık kontrol tekniği olarak 19. Yüzyılın ortalarından günümüze kadar uzun bir öyküsü var.
Devamı için tıklayınız