Hipnoz hastanının özellikleri
Hipnoz adaylarını seçerken hastanın değerlendirilmesi önemlidir. Benim kanaatime göre gelecek hastaların uygun olup, olmadıklarına karar vermek için kullanılacak kriterler şunlardır: A. Yaş B. Hipnoza ve hekime inanç ve şifa bekleme C. Motivasyon D. Konsantre olma kabiliyeti E. Hayal gücü A - YAŞ: on ila yirmi yaşları arasında veya yirmi yaşların ilk yıllarında olan hastaların diğer yaş gruplarına nazaran hipnotik duruma daha kolay ve hızlı girdiği görülmektedir. Spesifik yaş sınfı olmamasına rağmen, yedi ila altmış yaş arasındakiler en iyi hipnotize olmaktadırlar. Hipnoz, yüksek hayal güçleri sebebiyle yedi yaştan daha küçükler üzerinde bile etkilidir. Çocuklarda hipnoz genellikle son derece basit bir işlemdir. Çocukların yaklaşık yüzde 100 ü hipnotize edilebilir. Teknik, adultler için tasarlanandan biraz farklıdır. Pratikte, çocukların hafif bir transa girdikleri ve onları hipnotize etmek için gerekli tekniği minimal olduğu görülecektir. Bu konuda iki ana kural şudur: a) Çocuğun güvenini kazanınız. b) Ne yapacağını ona anlatınız. Yazarlar arasında erkeklerin mi yoksa kadınların mı hipnoza karşı daha hassas oldukları konusunda farklı fikirleri vardır. Fikirlerin çoğu kadınların erkeklere nazaran daha iyi denekler olduğu şeklindedir. Bu durum, muhtemelen toplumumuzdaki kadınların daha bağımlı cinsiyet olmalarına ve bundan dolayı, hipnotik indüksiyon sırasında verilen telkinlere daha az direnç göstermelerine bağlıdır. B - HİPNOZA VE HEKİME İNANÇ VE ŞİFA BEKLEME :Hipnoza karşı beslenen inancın bilinçli olması şart değildir. En iyi sonuçların birçoğu şöyle diyen hastalarda meydana geldi. "Beni hipnotize edebileceğinize inanmıyorum." Bu pek çok insan için, gece tek başına bir mezarlıktan geçmeye benzer, hiçbirimiz hayaletlere inanmasak da, orada kimseyle karşılaşmayı istemeyiz. Hipnoz hakkındaki batıl inançlar ve hipnotistin gücüyle ilgili yanlış fikirler çoğu kez, hastanın hassasiyetini arttırıcı yönde etki eder. Bazan batıl inançlar ve yanlış fikirler hastayı engelleyecek özelliktedir. Fakat bu durum hekimle ilk konuşmada ortadan kalkabilir. Birçok yanlış fikirler, filmde, sahnede, televizyon veya radyoda hipnozun son derece dramatik sunulmasından kaynaklanmaktadır. Bilinçaltı inancı hipnoz için elzemdir, bilinçli inanç ise arzu edilir. Şifa beklemek için inanç olmalıdır. Bazı hastalar, ancak öteki bütün tedavi türlerini denedikten ve pekçok hekimi ziyaret ettikten sonra hipnoza başvururlar. Bu hastalar tedavi metoduna inanmış olmalarından ziyade, onun, kendilerinin son umudu olduğuna inandıkları için, hipnotik tedaviye başvururlar. Bununla beraber, büyük kısmı, ilk seanslarında hipnoza iyice inanırlar. Hasta, bir hipnetorepist olarak, hekimine güvenmelidir. Onun karar ve fikirlerine saygı duymalıdır. Bir hekimden yıllarca eski usul tedavi almış bir hasta, hipnoterapi için, cevap vermeyen birine nazaran daha iyi bir aday olacaktır. Bazı hastalar rahatsızlıklarının psikojenik kısmını sorun kabul etmezler. Şayet bunlar iyi hipnotik denekler olurlarsa, iyileşme mükemmeldir. Ancak psikoterapiye karşı direnç meydana gelirse, iyileşme için daha dikkatli olunmalıdır. Tedavi süresinin uzatılması gerekebilir. Şahıs şifa bulacağını beklemelidir. Beklemek, arzu etmeyle aynı şey değildir. Uykusuz biri uyuyabilmeyi arzu eder, fakat, genellikle, bir başka uykusuz geceyi bekler. C - ARZU VE YÖNELİM: Hastanın, inanç kazanmak için samimi bir motivasyonu olmalıdır. Bu belki de en önemli ön şattır. Bazan, hasta hipnotik tedaviyi ve terapisti kendi savunma sistemine yönelik bir tehlike gibi görür. Bu durum doğal olarak hastanın gururunu ve güvenlik hissini arttırır ve hasta tabii ki, mevcut davranış şeklinde ısrar ederek herhangi bir bozma veya değişikliğe karşı direnir. Şifa sağlamak için, hastanın yeterli arzu ve yönelimi olmalıdır. Ağır ruhsal bozukluğu olan hastaların motivasyonu çok azdır. Hipnotik indüksiyon temininde, direnci önlemek için sadece hasta motivasyonunun değil, aynı zamada hekim motivasyonun da önemli olduğu düşünülebilir. Bunun karşılıklı bir ilişki olduğunu ve samimi olmazsa, hekimin dirence sebep olabileceğini akıldan çıkarmayınız. Bazan, bir merak konusu olarak, hipnotize olmanın heyecanını yaşamak için veya sadece ne olduğunu görmek için hipnozu denemeyi arzu edenler hipnotik tedavilere başvururlar. Farkına varılırsa, böyle gruplar kabul edilmemelidir. Üçüncü seanstan sonra, iyileşme motivasyonu eksikliğinin hekimden saklanması güçtür. Hasta konsantre olabilecek kadar, ruhsal kapasite taşımalıdır. Zeka seviyesi düşük şahıslardaki sonuçlar kötüdür. Çoğunlukla, daha zeki ve daha iyi eğitim görmüş bir şahıs, daha iyi denektir. En azından vasat bir zeka arzu edilir. Eğitim görmüş olma, hekimle hasta arasındaki ilişkiyi kolaylaştırdığı ve açıklığa kavuşturduğu için arzu edilir. Eğitim hastanın şikayetlerini, yaklaşımlarını ve arzularını daha açık tarif etmesini sağlar. Normal şahıslarla kıyaslandığında, en iyi hastalar zeki olanlardır. Psikotikler, gerizekalılar ve bazı psikonörotiklerin hipnotize edilmesi güç, hatta imkansız olabilir. Fiziksel rahatsızlıkların, sinirsel orijinli olma ihtimalini düşünebilen bir hasta, kendisine böyle bir ihtimalin tartışılarak izah edilmesi gereken hastaya nazaran çok daha iyi cevap verecektir. Böyle düşünen hastalar, bu düşüncelerini hemen, genellikle de şikayetlerini anlatırken açığa vuracaklardır. Normal düşünce miktarından daha fazlasına sahip olan hastalar, birkaç tane bitmemiş veya memnun edici olmayan analize tabi tutulmuş veya psikoloji sahasında çok okumuş olabilirler. Çoğunlukla, böyle bir hasta, daha çok şey istemeyi ve daha çok eleştirmeyi öğrenecektir ve tedaviye ortalama bir hastadan daha az cevap verecektir. D - KONSANTRE OLMA KABİLİYETİ : Hasta ilişki kurmaya istekli olmalıdır. Bu özellik, şüpheciler ve psikolojik bir dengesizliği olanlar dışında herkes tarafından gösterilir. Kooperasyon kurma kaabiliyetini azaltabilen korkular, şüphe, endişeler, ilk hipnotik seanstan önceki tartışmada ortadan kaldırılmalıdır. Hastanın en önemli katkılarından biri, konsantre olma ve dikkatini toplama kaabiliyetidir. İnsanların çoğu konsantre olabilir, fakat, bazan, kişilik yapısı veya öteki faktörler sebebiyle, hipnotik indüksiyon için gerekli birkaç saniye süresince bile dikkatini tek bir düşünceye yöneltemeyen bir şahıs müracaat edebilir. Vaktin sınırlı olması bu tip bir hastanın herhangi bir hekim tarafından kabul edilmesini önleyebilir. E - HAYAL GÜCÜ : Hastalarımızda engin bir hayal gücünü aramalıyız. Hayal gücü geniş; yer, zaman ve kişi bileşimlerinin çeşitli karışımlarını hayalinde kurabilen hastalar, indüksiyon tekniğinin başarıya ulaşmasında çok etkilidir. Bu tip hastalar tedaviden de büyük yarar görür.