Farkındalık
Frank M. DATTILIO
Farkındalık (mindfulness) Batılı araştırmacılar ve uygulayıcılar tarafından kapsamlı şekilde incelenmiştir ama asıl kaynağı Budizm ve diğer Doğu spiritüel sistemleridir. Farkındalık neredeyse tüm başarılı terapilerin bir öğesidir çünkü derin düşünce ve bilinçli dikkat kavramlarını içerir. Farkındalık kişinin dikkatini merak, açıklık ve kabullenme ile o anda yaşadığı deneyime yöneltmesi olarak tanımlanmıştır (Bishop ve diğ., 2004).
Farkındalık kavramı yakın ilişkilerle ilgili çalışmalarda kullanılmaya başlanmıştır. Bir ilişki kapsamında yaşanan sıkıntının gelişimini anlamanın bir yolu da bunu kişiyi zorlayan ve kolay incinebilir duygular bağlamında yaşanan uyumsuz duygusal repertuarların bir sonucu olarak görmektir. Farkındalık, kişinin dikkatini o anda yaşadığı olaylara açık ve algılayıcı bir şekilde vermesi ve bu şekilde zorlu duygulara daha kabullenici ve daha az kaçıngan bir şekilde yaklaşabilmesidir. Bu şekilde daha rahat, açık ve ilişkisel açıdan daha sağlıklı bir cevap verme şekli elde edilebilir (Wachs & Cordova, 2007). Kısa bir süre önce Wachs ve Cordova (2007) tarafından yapılan bir çalışmada farkındalık duygusu repertuarları ile evlilikte uyum sağlama arasındaki kuramsal ilişki araştırılmıştır. Araştırmacılar evli çiftlerden örnekleme yapılan bir çalışmada farkındalık düzeylerinin yüksek olduğunu bildiren kişilerde ilişki memnuniyeti ve duyguların anlaşılması ve ayrıştırılması, empati ve öfkeli durumlarda düşünerek cevap vermek gibi duygusal becerileri ölçmüştür. Ayrıca farkındalıkla ilişki memnuniyeti ayrı ayrı olarak da incelenmiştir.
Varılan sonuçlar hem duygusal beceriler hem de farkındalıkla evlilikte uyum sağlama arasında bir bağlantı olduğunu, ayrıca yüksek düzeyli duygusal becerilerin, özellikle de duyguların farkına varılıp ifade edilmesi ve öfke ifadelerinin düzenlenmesiyle ilgili becerilerin farkındalıkla evlilik kalitesi arasındaki bağlantıya bütünüyle aracılık ettiklerini göstermiştir. Çalışma sonuçları duygusal toleransta bir artış olduğunu desteklemektedir; bu da kişilerin dikkatlerini o anda yaşadıkları deneyimlere istikrarlı bir şekilde yöneltmelerinin onlara kendi düşünce ve duygularına yakınlaşma fırsatı sağladığı ve bu şekilde söz konusu duygusal deneyimin daha rahat yaşanabileceği anlamına gelmektedir. Farkındalık kavramı kişinin bilinçli dikkatinin daha uyumlayıcı duygusal cevaplar vermesini sağlayabileceğini vurgulamaktadır. Bu üst-düzey farkındalık şekli daha önce “üstbilişsel farkındalık” adıyla anılmaktaydı (Teasdale ve diğ., 2002).
Farkındalık, özellikle çift terapisinde eşlerin empati seviyeleri üzerinde çalışırken ele alınması faydalı bir konudur. Ayrıca empati seviyelerinin farkındalıkla bağlantılı olarak araştırıldığı çalışmalar, başkalarının duygularını algılamak ve bunlara karşı duyarlı olmanın yaşanan ana dikkatini verme becerisiyle bağlantılı olabileceğini göstermektedir. Empati, kişinin bir başkasının duygusal durumuna duyarlı olmasını ve o duyguları karşısındakine yansıtarak onunla birlikte aynı şeyleri hissettiğini iletmesini sağlar (Johnson, Cheek & Smither, 1983).
Birçok makalede de farkındalığın aşk ilişkilerinin pekiştirilmesinde oldukça önemli bir etkisi olabileceği yazılmıştır. Kabat-Zinn (1993) ve Welwood (1996) farkındalığın ilişkilerde uyumlanma, bağlantı kurma ve yakınlığı teşvik ettiğini görüşündedirler. y2 Gn ???8??eri. Örneğin, aile bireylerinden birinin klinik depresyon durumu.
- İlişki dinamikleri. Örneğin, eşlerden biri başarı ve kariyer odaklıyken diğeri birliktelik ve yakınlığa odaklanmışsa ikisinin farklı ihtiyaçlarının çözümlenmesi veya bunlara uyum sağlanması gerekir.
- Kişilerarası veya fiziksel ortamın özellikleri. Örneğin talepkar akrabalar veya sert bir patron ebeveynlerden birini strese sokuyor olabilir, oysa diğeri mahalledeki şiddet olaylarını daha tehdit edici buluyordur.
anlama }?ee???8??nışları hakkında tahminler yapmayı içeren insani bilgi işlemenin normal yönleridir. Bununla birlikte, bu çıkarımlardaki hatalar, özellikle de bir kişi diğerinin hareketlerini olumsuz özelliklere (örneğin, kötü niyet) dayandırırsa ya da diğerlerinin kendi davranışlarına nasıl tepki verdiğine dair yanlış hüküm verirse, çiftler ve aileler üzerinde zedeleyici etkilere sahip olabilirler.
Devamı için tıklayınız