Bilinçliliğin Rolü ve Öznelerarası Bilinçlilik Kavramı
Daniel N. STERN
Problem şudur: Şu anı ortaya çıktığı gibi şekillendirmek örtük bir süreçtir, buna rağmen bir deneyimin şu an olarak nitelendirilmesi için bir tür bilinçlilik veya farkındalığa girmesi gerekir. Ancak ne tür bir bilinçlilik? Bu noktada bilinçlilik ve onun arka planına ait genel bir soruya bakmak gerekli gibi gözüküyor.
ARKA PLAN
Tarihsel açıdan, kuramsal psikoloji bugüne kadar bilinçlilik ile sadece belirli aralıklarla ilgilenmiştir. Psikodinamik teoriler bilinçdışı ile daha çok ilgilenmişlerdir. Freud (1926/ 1959) bilinçliliği aşikar ve şüphe götürmez bir kavram olarak düşündüğünden dolayı bunu tartışma gereği duymamıştır. Daha sonra, dinamik bilinçdışının yapısını keşfetmeye başladı, ki o zamanlar bilinçdışı bugünkü kadar aşikar değildi ve bu kadar kabul görmüyordu. Bu yaklaşım, bilinçlilik ile iç içe geçmiş olduklarından dolayı genel olarak şu anları ve görüngüsel deneyimleri göz ardı eder. Ancak şu anın üzerinde durulduğunda, bizi bilinçlilik sorusuyla yüzyüze getirir. Sonuçta, şu an, farkındalığın veya bilinçliliğin sınırlandırılan kısmıyla ilgili görüngüsel içeriktir. Şu an, sadece bir farkındalık anı boyunca var olur. Veya bu bir bilinçlilik anı olmalı mıdır? Ve fark nerededir?
Farkındalık ve bilinçliliği düşünmek için birkaç farklı yol vardır. Farkındalık deneyimle ilgili bir nesneye zihinsel odaklanmayla ilgilenir. Bilinçlilik meta-farkındalık veya farkında olduğunuzun farkında olma süreciyle ilgilidir.
Gelişimciler, bebeklikten itibaren olan bilinçliliğin ontogenezini tanımlamak için, bilinçliliğin farklı türlerini tarif etmeye zorlanmışlardır. Zelazo (1996, 1999), Bilinçlilik Düzeyleri Modeli olarak adlandırdığı bir model kullanarak ilk üç düzeyi şu şekilde listelemiştir: minimal bilinçlilik(genellikle “farkındalık” olarak adlandırılır), düşünümsel bilinçlilik (bazen “ikincil” veya “tekrarlanan” bilinçlilik diye adlandırılır) ve kendilik bilinçliliği. Bizi en çok farkındalık (minimal bilinçlilik) ve bilinçlilik (düşünümsel bilinçlilik) arasındaki ayrım ilgilendirdir. Gelişimsel olarak, farkındalı-ğın deneyimin meydana geldiği şu anın sınırlarında hapsedilen bilinçliliğin en ilkel formu olduğu varsayılmıştır. Zelazo’nun kendi kelimeleri ile “Bir bebeğin, kendi (bir temsilci olarak) gördüğü şeyi görmesini bir yana bırak, gördüğü şeyi görmesiyle ilgili bilinci olmadığından, gördüğü şeyin bilincindedir [anlamı: farkında]”. (1999, s. 98). Bu nedenle deneyim yansıtılmaz, şimdiki ana bağlıdır, kendilikle ilişkisiz kalır ve belleğe girmez. Dolayısıyla telafi edilemez. Diğer bir yandan, bilinçlilik düşünümseldir, başka bir deyişle farkında olduğunun farkındadır. Yansıma sayesinde bu tür bilinçlilik hatırlanabilir, açık belleğe girer ve söze dökülebilir. (Şimdilik, bu terimleri çözmeyi denerken, zihinsel ve davranışsal seviyede kalacağım ve nörolojik bilimlerin bulgularını görmezden geleceğim.)
Felsefeciler benzer ayrımları farklı şekilde ifade ederken zorlanmışlardır. Farkındalık ve bilinçlilik arasındaki ayırım, görüngüsel bilinçlilik ve introspektif bilinçlilik arasındaki ayırımla değiştirilebilir. Görüngüsel bilinçlilik direkt deneyim, “ham duygu[1]” (Rotry, 1982), olayların bir şekilde zihnin “sahnesinde” görünmesi, “nasıl bir şey olduğu” (Nagel, 1998), ve qualia[2] deneyimiyle (örneğin, kızarıklık) ilgililenir. İntrospektif bilinçlilik, veya erişilebilir bilinçlilik (Block, 1995), görüngüsel deneyimin sahip olunan farkındalığıdır. (Bir çok bakış açısından bu ayırımlar hakkındaki tam bir münazara için bkz. Block, Flanagan ve Güzeldere, 1997). Felsefi tartışmalarda farkındalık ve bilinçlilik arasındaki ayırım daha az belirgindir. Bunun kısmi bir nedeni, kişinin farkında olmadan olağanüstü bilinçli bir deneyime sahip olabilmesidir (Dretske, 1998). Bilinçliliğin bu iki tipi arasındaki sınırlar çok net değildir. Bununla birlikte, olaydan sonra olması nedeniyle, ister istemez yansıyan bilinçliliğin farkındalıktan farklı bir zaman çerçevesinde olduğu savunulabilir. Literatürdeki bilinçlilik akışıyla ilgili tanımlar, bilinçlilik ve farkındalık arasındaki yumuşak sınırları netleştirmez.
Devamı için tıklayınız