Narsisistin Portresi

Narsisistin Portresi

  • 4.70

Narsisistin Portresi

Sahte kendiliğin, ilk bakışta, sönmüş sahte kendilikle tamamen ilişkisiz gibi görünen ikinci bir tipi vardır. Aslında onun zıt kutbu gibi görünür. Bu, narsisistik kişilik bozukluğuna ait “şişmiş sahte kendilik”tir. Çoğu kez kariyer ve ilişkilerde bir başarı aurası yayarak, görünüşte narsisist küstah, teşhirci, kendinden emin, hedef odaklıdır. Narsisistler, çoğu kez her şeye –yetenek, varlık, güzellik, sağlık ve güçlü bir ne istediklerini ve onu nasıl elde edeceklerini bilme duyusuyla erk– sahip insanlar olarak görünürler. Hepimiz böyle insanları biliriz ve büyüklenmeci tip davranışın altında aslında kişinin güvensiz ve belki de perişan olmadığından, belki de bir parçacık hasetle, şüphe etmek alışılmadık değildir.

Gerçekte narsisistin kişiliği, yetersiz ve parçalanmış bir kendilik algısıyla ilişkili altta yatan hiddet ve depresyonu hissetmemek için sürekli bir balon gibi şişirmek zorunda olduğu savunmacı sahte kendilik temeline dayanır. Balonda bir delik oluşursa, sönmüş sahte kendiliğe sahip biri kadar perişan ve güvensiz hissedebilir. Borderline bireyin sahte kendiliği terk depresyonu korkusu ve kırılganlığıyla meşgulken, narsisistin sahte kendiliği depresyonu geçirmezlikle karakterize olmuştur. Gerçekte narsisist tarafından bırakılan genel izlenim depresyonun onun hayatının bir parçası olmadığıdır.

Narsisistin sahte kendiliği, borderline bireyin gerçekten pek ehil olmayan sönmüş sahte kendiliğinden daha başarılıdır. Borderline iyi göz boyar, ama kişiyi terk depresyonunu deneyimlemekten koruyamaz. Ayrılık stresleri meydana gelir, savunmalar çöker ve depresyon içeri girer. Narsisistin durumunda, sahte kendilik yeterli ölçüde şişirildiği sürece onu yükseklerde yüzen, engellenme ve depresyondan habersiz olan konumunda tutacak safraya sahiptir. Çoğu kez narsisist bir manik-depresifin manik evresine, büyük ölçüde etrafındakilerin takdir ve hasedine kilitlenmiş gibi hayatın değişimlerine bağışık görünür.

Narsisist çevresine bu denli iyi uyum sağlıyor ve hayatının hâkimi görünüyorsa, o zaman sahte bir kendiliğe sahip olduğunu nasıl söyleyebiliriz? Daha yakından klinik bir bakışla, savunmacı kendiliğin yanıltıcı niteliği üç hususta görünürlük kazanır: Savunmacı kendiliğin içeriği, motivasyonları ve zorunlu kıldığı gerçekliğin şiddetli inkârı.

Savunmacı kendilik, kendini beğenmişlik, büyüklenmecilik ve tüm güçlülükle karakterize olur. Bölüm 1’de Stewart’la gördüğümüz gibi, gerek tenis, gerek iş, gerekse hayatındaki kadınlar olsun, en iyi olmadıkça mutlu olamıyordu, “sayı yapmak” ve ödüllerini toplamak zorundaydı. Onun için hayat, kazanmak adına değil, kazanmayı kendi eşsizliğini ve mükemmelliğini kanıtlamak için bir araç olarak kullanmak ve diğerlerinin aşırı övgüsünü kazanmak için bir yarıştı. Hem o hem de Bölüm 1’de anlatılmış diğer narsisistik kişilik Daniel, tedavide kendileriyle ilgili iyi hissetmenin önkoşulu olarak kontrol ve mükemmelliğe ihtiyaç duyduklarını itiraf etmişlerdi. Birçok insan diğerlerinin hayranlığına değer vermekle birlikte, bu hayranlık onların birincil hedefi değildir. Benzer olarak, hepimiz başarmak ve olabilecek en iyi işi yapmak için kontrolün elimizde olmasını isteriz. Ancak sağlıklı insanlar, bu amaçlara sadece başkalarının hayranlığına ulaşma yolu olarak değil, kendileri için değer verirler. Tedavi görmemiş narsisistin kendisine olduğu gibi dış gözlemciye de, birinin işinde olağanüstü çok zaman harcaması gibi, bu aktiviteler gerçekçi ve uygun olarak motive olmuş; yani, kendi iyilikleri için uğraşıyormuş gibi görünürler. Ancak bu bir yanılsamadır. Dürtü bu aktiviteleri mükemmelliğe ve eşsizliğe duyulan narsisistik ihtiyaçları beslemekte kullanmak içindir.

Narsisist kendisinin bu büyüklenmeci algısını beslemek için sürekli “kaynak” ihtiyacıyla motive olur. Burada “kaynak” tam olarak kendi görkemliliğini pekiştiren o aktivite ve ilişkiler anlamındadır. Sahte savunmacı kendilik, gerçeklikten çok fanteziye dayalı olması yüzünden sahte ve amacı gerçeklikle başa çıkmak ve ona uyumlu olmak değil, depresif hissetmemek için büyüklenmeciliğini desteklemesi yüzünden savunmacıdır. Tipik olarak narsisist, kendi görkem algısını pekiştirmeyi devam ettirmek için hareket etmeyi sürdürmede baskılanmış olarak, kıpır kıpır bir insandır. İyi yaptığı bir işte işkolik olması alışılmadık değildir. Yapacak bir şeyin olmaması tehditkârdır, çünkü bu onun pekiştirme ihtiyacını karşılamıyor veya onun başarılı kişi olma kendilik imgesiyle uymuyordur. Narsisist “ilerlememek geri kalmaktır” eski atasözünü sık sıkıya benimsemiştir.

Narsisist terimi, göle yansımış olan kendi yansımasına âşık olan genç adam Narkissos Yunan mitinden gelir. Kendi güzelliğini izlemekten kendini alamayarak, sonunda açlıktan ölmüş ve bir daha görülmemek üzere suya düşmüştür. Narsisistik kişilik bozukluğu olan bir insan mitin iki anahtar temasını kendi hayatında yeniden sahneler: Kendi mükemmelliğine ve narsisistik kaynak arayışına tamamen gömülmüş bir hale gelir, kendi imgesini tamamen şişirilmiş ve eksiksiz tutma ihtiyacındadır. Büyüklenmeci sahte kendiliğin altında, borderline kişilerde olduğu gibi terk depresyonuna karşı koruma bulma çabası içinde gelişimi duraklatılmış bir bozulmuş gerçek kendilik vardır. Büyüklenmeci kendilik hastanın duygu ve davranışlarına altta yatan terk depresyonuyla bozulmuş gerçek kendiliği belirsizleştirerek veya saklayarak yol gösterir. İkincisi psikoterapide daha sonra ortaya çıkacaktır.

Narsisistik kaynaklar “aynalanmak” veya bizim deyimimizle “pekiştiren geribildirim”den gelir. Narsisist ortamındaki diğerlerine ve içinde bulunduğu ortama abartılı kendini beğenmişlik ve mükemmeliyet duygusunu yansıtmak için başvurur. Narsisist etrafını, kendi en iyi niteliklerini takdir edecek ve tanıtacak, eşsiz, özel, tapılası, mükemmel, adil olduğunu dünyaya duyuracak doğru insanlarla sarmak zorundadır. Kendindeki ve hayatının bir parçası olan aile, arkadaşlar, iş arkadaşlarındaki varlık, güç ve güzelliğin mükemmelliği kendininkileri öne çıkardığı ve kendi büyüklenmeci kendiliğinin imgesini doğruladığı için mükemmel olmak zorundadır. Birçok gözlemci haklı olarak bu özellikleri bir kişinin gerçek değerinin yüzeysel ve eksiksiz olmayan göstergeleri olarak değerlendirecektir, ancak narsisist bunları ciddiye alır ve yeteri kadar bu özelliklere sahip olduğu sürece, kendi tümgüçlülüğüne inanmaya devam edebilir. Birçok insan bunun mümkün olmadığını ve sadece gayret edebileceklerini bilerek mükemmelliği arayabilir. Oysa narsisist, bunun mümkün olduğuna inanmakla kalmayıp, onu aramak yerine talep eder. Diğer bir deyişle, o mükemmeldir ve bunu kendi aktivite ve ilişkilerine yansıtmaya yetkindir. Bunun için çalışması veya çaba göstermesi gerekmiyordur. Kendisi için bu talebi haklı kılacak yeterli kaynağı göremediğinde veya ortamdan aynalanma eksikse, büyüklenmeci kendiliği engellenir ve altında yatan hiddet ve depresyon ortaya çıkar.

Başarılı narsisist -dünyayı ve kendi önemliliğini sorgulamaktan alıkoymayı beceren o dünya içindeki kendi konumunu algılayışı anlamında başarılı, yaratıcı ve hayal gücü kuvvetli ve genellikle, kendi büyüklenmeci projeksiyonlarıyla yankılanacak ve kendi narsisistik ihtiyaçlarını yakıtlandıracak bir hayat tarzı geliştirmekte oldukça yetenekli olmak zorundadır. Bu kendi kendine yeten takviye ve yakıt ikmali teknikleri sistemini yaratmak muazzam enerji ve özen gerektiren başlı başına büyük bir başarıdır ve iyi yapıldığında narsisistin kendi büyüklenmecilik algısına katkıda bulunarak doyum kaynağı haline gelir. Kendi inşa ettiği hava geçirmez narsisistik haz kozasında, rahat doğal ortamı içinde ışığıyla aydınlandıkça, hayat oldukça güzel görünebilir. Aslında, iyi hisseder; güvende hisseder ve bu kapalı daireyi hiçbir şey delmediği sürece ciddi kişilik problemlerinin hiçbirinin farkına varmayacaktır. Her şeye sahip olduğunu düşünür ve kendi dünyasının bir parçası olmaları için onları dikkatlice seçmiş ve kaydetmiş olduğundan, onu tanıyan kişiler bu fikre katılacaklar ve bu sebeple kendine bakışına destek vereceklerdir. Örneğin, General MacArthur’un üst düzey personeli arasında onun Japon savaşı sonrasındaki rolünün Hz. İsa’nın İkinci Kez Gelişi’ne eşdeğer olduğuna dair yaygın bir inanç vardı. Kendi personeli dışında çok az insanın aynı kanıda olması gerçeği, MacArthur’un kendi büyüklenmeci imgesini aynalamak için kendi personelini ve tarih içindeki rolünü çok dikkatli bir şekilde seçmiş olduğu çok gerçekçi olasılığını ileri sürer.1

Bu aynalanma ve narsisistik geribildirim arayışının altında, gerçek kendiliğin ortaya çıkışını engelleyen benzer kendilik-yıkıcı alışkanlıkları paylaşan, ancak borderlinenın gerçeklikle başa çıkma acizliğinden farklı olarak gerçekliğin şiddetli inkarı yatar. Borderline terk depresyonuna yol açacak kendilik aktivasyonundan kaçınmak için -sadece borderlinenın çok iyi bildiği bir gerçeklik- kendi gerçek istek ve hedeflerini inkâr ederken, narsisist kendindeki zayıflığı ve depresyon gerçeğini tamamıyla inkâr eder.

Narsisist iyi inşa edilmiş ortamının onu engelleyebileceğini kabul etmeyeceğinden, kendisinin depresyon duygusuyla sönmesine izin veremez. Problem ve aksiliklerin kendindeki bir zayıflıktan veya kendilik algısındaki bir aksaklıktan kaynaklanıyor olduğunu hiç göz önünde bulundurmadan, dünyanın geneli ve diğer bireyler yanılıyormuşçasına problem ve aksilikleri silerek onları inkar eder. Narsisistin özel ve tümgüçlü olduğuna dair kati inancı, bu kendilik algısıyla çelişen her kanıtı görmesini engeller. Örneğin, karısı bir narsisisti terk ettiğinde depresif olmaz; sinirlenir. Depresyona girerse zayıflığı kabul etmiş olacaktır. Diğer bir yandan öfke mağdur edilmiş olduğunu gösterir ve bundan dolayı haklıdır; bu bir güçlülük olarak değerlendirilebilir.

Ancak öfkenin depresyonun yerini alamayacağı yeterince şiddetli bir kriz meydana gelirse, narsisist kozasından çıkmak ve gerçek kendiliğini aktive etmeyi denemek zorunda kalacağı terapiye gidebilir. O kendiliğin gerçeklikle başa çıkma konusunda ne denli bozulmuş olduğu o zaman acı vererek netlik kazanır. Gerçek kendiliğin tüm kapasiteleri borderline bireyinki kadar bozulmuştur. Narsisist, narsisistik doyum arayışından vazgeçip bir faaliyete o faaliyetin kendisi için girişmek için (aynalanmak yerine) gerçek kendiliği aktive etmeyi denediği veya diğer kişiyi umursamak için (aynalanmak yerine) bir ilişkiye başladığı zaman, aldatıcı görünümü düşer ve gerçek kendiliğinin bozukluğu açığa çıkar.

JAMES. F. MASTERSON

Devamı için tıklayınız