Disosiyatif Psikopatoloji İlkeleri

Disosiyatif Psikopatoloji İlkeleri

  • 4.70

Disosiyatif Psikopatoloji İlkeleri

Frank W. PUTNAM

John Nemiah (1981), patolojik disosiyasyon biçimlerini en çok karakterize edebilen iki ilke tanımlamıştı. Birincisi, bireyin kimlik duygusunda bir değişmeye yol açan bireysel olarak yaşanan disosiyatif tepki deneyimleridir. Kişisel kimlikle ilgili bu rahatsızlık, örneğin ruhsal kökenli amnezi ya da füj durumlarında olduğu gibi ad ve yaş gibi bireyin kendisiyle ilgili bilgi konusunda tam amnezi ya da ÇKB'da olduğu gibi başkasından bağımsız olduğunu iddia eden bir dizi kimlik değişmelerinin olması türünden değişik biçimler alabilir. İkinci ilke, bir disosiyasyon dönemi boyunca meydana gelen olayların bireyin hafızasında bir rahatsızlık ortaya çıkartacağını bildiriyor. Hafızadaki bu rahatsızlık, tam amneziden olayların rüya gibi ya da ayrı olarak hatırlanması biçimlerine kadar değişebilir. Bu iki ilke, DSM-III ve onun yeniden gözden geçirilmiş baskısında (DSM-III-R) tanımlandığı şekliyle disosiyatif bozuklukları nitelemede kullanabildiği gibi, disosiyatif unsurlar taşıdığından süphelenilen davranışın incelenmesinde klinik bakımdan en yararlı araçlar olarak nitelendiriliyor.

Disosiyatif tepkilerin araştırılmasından ortaya çıkan üçüncü bir ilke de disosiyatif bozuklukların büyük çoğunluğunun travmatik nedenlerden kaynaklandığıdır (Putnam, 1985a). Savaş sırasındaki amnezik sendromlar, travma ile disosiyatif tepkiler arasındaki bağlantıların en iyi belgelerini sağlıyor. Aşırı stres anlarında amnezi, yoğun kopuş ya da kişiliksizleşmiş duygular ve olayları rüya gibi hatırlama türünden disosiyatif fenomenler, böylesi deneyimlerle ilgili olarak sistematik biçimde incelendiklerinde eski askerler tarafından sıkça bildirilmektedir. 70 eski asker üzerindeki terapi deneyimimde bu kişilerin ölmek üzere olduklarını düşündükleri ya da başkalarını öldürdükleri anlarda aşırı kopma ve kişiliksizleşme (depersonalizasyon) deneyimleri yaşadıklarını itiraf etmelerini sürekli olarak dinledim. Eski askerlerin önemli bir kısmı, silahlı çarpışma deneyimleri yüzünden kısmi ya da tam amnezi yaşıyor (Henderson & Moore, 1944; Archibald & Tuddenham, 1965). Sürekli kopma ve yabancılaşma hislerinin yanı sıra geçmişe dönüşler (geçmişe dönüş) ve duygusal boşalmalar türünden daha etkin disosiyatif fenomenler, sıklıkla, savaşın neden olduğu travma sonrası stres tepkilerinin parçasıdır (Ewalt & Crawfor, 1981).

Devamı için tıklayınız