Doğrusal Olmayan Sağ Beynin Erken Dönem Örgütlenmesi ve Psikiyatrik Hastalıklara Yatkınlık Geliştirilmesi
Allan N. SCHORE
Birçok bilim dalı dinamik sistemler kuramının tüm canlı ve cansız sistemlerin örgütlenme prensiplerine güçlü bir ışık tuttuğuna dair görüş birliği içinde olsa da, bu kuramın genel ilkelerinin insan psikolojisi ve biyolojisinin spesifik problemlerine uygulanması oldukça büyük bir zorluk arz etmektedir. Buna rağmen kendilik örgütlenmesi, yani aralıklı olarak değişime uğrayan karmaşık sistemlerin nasıl hem yeni oluşumlar yaratabildiği hem de sürekliliklerini muhafaza ettikleriyle ilgili mekanizmayı tanımlayan bu model, muhakkak ki insanların normal ve anormal gelişiminin incelenmesi açısından önemlidir. Bu noktada benim önerim doğrusal olmayan prensipleri gelişimsel psikopatoloji bilimine daha derinden entegre edebilmek amacıyla bu prensiplerin sadece benzetme kapsamında kullanılmaması, onun yerine gelişimsel bilimlerin merkez noktasına oldukları gibi doğrudan katılmalarıdır. Özellikle de üç sistem kavramıyla, yani durum değişimi, kendilik örgütlenmesi ve enerji akışlarının hayati rolü kavramlarıyla ilgili bilimler arası bilgilerin erken dönemdeki gelişimin gelecekteki tüm işlevleri ve işlev bozukluklarını etkilemesine neden olan mekanizmanın daha derinlemesine anlaşılmasına yardımcı olacağı görüşündeyim.
Doğrusal olmayan dinamik kuramın temel odak noktalarından biri tüm fiziksel ve biyolojik sistemlerin yaşadığı durum değişimlerinin karmaşık örüntülerinin modellerinin oluşturulmasıdır. Buna göre insan gelişimi sürecinin temel inceleme noktasının davranış, biliş, hatta duygularda meydana gelen değişimler olmadığı, asıl inceleme odağının yukarıda sayılan duruma-bağlı işlevlerin altında yatan son derece karmaşık psiko-biyolojik durumların ontogenetik olarak ortaya çıkması olduğunu söyleyebiliriz (Schore, 1994). Lydic “organizmal durumları dikkate almayan çalışmalar, zamanı dikkate almayan fizik deneylerine benzer” demiş, duruma-bağlı organizmal değişimlerin yaygınlığının “bizlere biyolojik sistemlerin son derece dinamik olduğunu ve şaşırtıcı derecede doğrusal olmadığını hatırlattığına” dikkat çekmiştir (1987, s. 14). Lydic gelecekte durumsal olayları anlama konusunda başarılı olabilmemiz için tüm beyinsel ve bedensel durumları biyokimyasal olarak düzenleyen beyin sistemlerinin, yani dağınık yansıtmalarla beynin geniş bölgelerini sinir sistemine bağlayan alt kortikal retiküler oluşumları teşkil eden çeşitli biyoaminerjik grupların oynadığı rolün daha iyi anlaşılması ve açıklanması gerektiği sonucuna varmıştır. Bu sistemlerin aynı anda birçok geniş bölgeyi etkileme konusundaki benzersiz anatomik kapasiteleri bunların global ve durum-bağlantılı beyin işlevlerinde hayati roller oynamalarını sağlamaktadır (Flicker, McCarley & Itabson, 1981; Foote, 1987)
Devamı için tıklayınız